Depresyon, oldukça sık görülen ve çok zor bir psikolojik rahatsızlıktır. Bireyi yaşamaktan vazgeçirebilir, yoğun çaresizlik hislerine yol açabilir, hayata karşı isteksizleştirebilir, kişilerarası ilişkilerini bozabilir, fiziksel sağlığı olumsuz etkileyebilir, hareketsizleştirebilir. Çoğu kişi bu hastalık yüzünde derin bir acı duyar ve bunu ifade etmekte zorlanır.
Günümüzde pek çok kişi depresyonda olduğunu düşünmektedir. Bireyler biraz moralleri bozulduğunda, yaşam sorunları ile ilgili kendilerini çökkün, çaresiz hissedebilir. Fakat bu onun hemen depresyon hastası olduğunu göstermez. Depresyon hastası en az iki hafta boyunca etrafına karşı yoğun bir ilgi kaybı ve depresif duygu durumu yaşar. Kilo kaybı veya kilo alımı olur, uykusuzluk problemi yaşar. Konsantrasyon güçlüğü , kararsızlık, enerji azlığı gibi belirtileri bulunur. Yoğun suçluluk, değersizlik ve ölüm düşünceleri olabilir. Bu belirtiler bireyin gündelik yaşamını oldukça etkilemektedir ve en az iki hafta sürmektedir. Sonuç olarak yaşam içerisinde yoğun üzüntü yaşasanız da bu her zaman depresyon olmayabilir. Depresyon hastalığına neden olan pek çok faktör vardır ve bunlardan en önemlisi de aklımızdan geçen bazı düşüncelerdir. Depresyonu anlamak için bu düşünce yapılarını açıklamak önemlidir.
Depresyonda olan bireylerin; kendisi, gelecek ve dünya hakkında bir takım inanışları vardır. Örneğin onlara göre kendileri başarısız, yetersiz, suçlu, değersiz olabilirler. Gelecekleri onlara umutsuz ve karanlık olabilir. Ve genel olarak dünya ya da çevre onlar için acımasız, adaletsiz, ve talepkar gelebilir. Bilişsel üçlü dediğimiz çoğu zaman gerçekçi olmayan bu inanışlar, kişiyi depresyona sürükleyebilir. Bunun yanında depresif bireyler olayları olumsuz düşünceler ile yorumladıktan sonra genel olarak içsel, genel ve kalıcı yorumlar yaparlar. Örneğin kişi eğer sınavdan başarısız olmuş ise, bunu içsel yani kendi başarısız ve beceriksizliği ile açıklar ve bunun her zaman olan genel bir durum olduğunu ve bunun hiç değişmeyeceğini, gelecekte de bu şekilde devam edeceğini düşünürler. Çoğunlukla kendini yetersiz, başarısız , değersiz ve sevilmez görme eğilimindedirler. Bu tarz inanışlar ile birlikte depresyon hastaları bazı düşünce hataları yapmaktadır. Aslında bu tarz düşünce hatalarını herkes yapsa da , hastalarda bu hataların sıklığı ve şiddeti daha fazladır. Depresyon hastalarında sıklıkla görülen bilişsel hatalar şunlardır:
Aşırı genelleme
Depresif bireyler tek bir olumsuz olay yaşadıklarında , bunları daha geniş bir zamana genellerler. Örneğin bir sınavda başarısız oldular ise, tüm derslerde başarısız olduklarını ve hatta genel olarak başarısız bir insan olduklarını düşünürler. Oysa ki başarılı olduğu dersler ya da hayatta başarılı olduğu başka konular vardır. Aşırı genelleme yaparken sıklıkla kullandıkları kelimeler “ hep” “her zaman” “tüm yaşamım boyunca” , “herkes” gibi ifadelerdir.
Büyüme ve Küçültme
Kişi kendi başarılarını küçültürken, hatalarını büyütmektedir. Bunun yanında başkalarının hatalarını daha küçük görürken başarılarını daha büyük görürler. Örneğin birey edebiyat dersinde çok iyi sonuçlar alıyor olabilir; fakat bu onun için önemsizdir. Bunun yanında matematik dersinde yaptığı bir hata onun için çok büyüktür ve kabul edilemezdir. Ya da çok iyi satranç oynayabilir ; fakat bu o kadar da önemli değildir. Onun için önemli olan teniste yeterince iyi olmamasıdır.
Zihinsel Filtre
Birey bir olayın olumlu olumsuz pek çok tarafı var iken sadece olumsuz taraflarına odaklanmaktadır. Örneğin işinden memnun değilse bu işin olumlu taraflarını hiç görmez sadece olumsuz yönlerini görür. Bu hata kendini değerlendirirken de aynı şekilde işler.
Hatalı Falcılık
Kişinin elinde kesin bir kanıt olmasa da olayların sonuçları ile ilgili tahminlerde bulunur ve çoğu zaman olumsuz tahminlerdir. Örneğin patronu onu odasına çağırdığında, kendisini işten atacağı ile ilgili bir tahminde bulunur. Eline aldığı bir işi kesin başaramayacağını düşünür.
Kişiselleştirme
Her olay için mutlaka kendisiyle ilgili çıkarımlarda bulunur. Örneğin olumsuz bir olay yaşanmış ise, bu olaydan sorumlu pek çok faktör var ise kişi daha çok kendi yüzünden bu sonucun olduğunu düşünür. Onun yüzünden başarısız olunmuştur, olumsuz durumlara hep o sebep oluyordur.
Ya Hep Ya Hiç Tarzı Düşünme
Kişi bir işi eline aldığında mükemmel bir başarı sağlamayacak ise o işi hiç yapmaz; nasılsa en iyisini yapamayacağını düşünerek hiçbir şey yapmaz. Böylelikle depresyonda sıklıkla gördüğümüz aktivitelerde azalma meydana gelir.
Depresyonda olan bireyler bu tarz düşünme hatalarını oldukça sık bir şekilde yaparlar ve hata yaptıklarının çoğu zaman farkında bile değillerdir. Bilişsel hatalar ve olumsuz bilişsel üçlü nedeniyle kendilerine, iyileşebileceklerine, yapabileceklerine ve genel olarak hayata karşı daha umutsuz bakar hale gelirler. Bu da tabloyu daha da güçleştirir.
UZMAN KLİNİK PSİKOLOG BÜŞRA GÜNEŞ
10.12.2013 - 13536
|