Eklem ağrılarının genellikle omuz, diz, kalça ve bilek bölgesinde meydana geldiğini söyleyen Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Halil İbrahim Ural, "Eklem ağrıları genellikle eklem sıvısının azalması veya kıkırdak dokunun gücünü kaybetmesinden kaynaklanmaktadır. Fazla kilo, yaralanmalar, bazı hastalıklar, yoğun spor aktiviteleri de eklemlerin zarar görmesine ve buna bağlı olarak ağrı oluşumuna yol açabilir. Nadir de olsa psikolojik sorunlardan kaynaklanan eklem ağrıları söz konusu olabilmektedir" dedi.
ENJEKSİYON UYGULAMALARI ETKİLİ OLUYOR
Eklem ağrısı sadece yaşlıların değil artık günümüzde gençlerin de şikayetçi olduğu sorunların başında geliyor. Bazı hastalarda eklem ağrılarının oldukça hafif seyredebileceği gibi bazı hastalarda ise oldukça şiddetli boyutlara ulaşabildiğini kaydeden Medical Park Fatih Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Halil İbrahim Ural, ağrıların nöbetler halinde kendini gösterebileceğini söyledi.
Eklem ağrısında tedavi yöntemlerine de değinen, ilaç ve ameliyat dışında alternatiflerin olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Halil İbrahim Ural şunları söyledi: "Eklem ağrısını tedavi etmeye yardımcı olacak birkaç enjeksiyon seçeneği mevcut. Bunlar, kortizon içeren ilaçlardan, trombosit bakımından zengin plazma (PRP) ve kök hücre uygulamaları gibi daha yeni ortobiyolojik enjeksiyonlara kadar değişiyor. Hangisinin uygulanacağı konusunda ise doktorunuz kişisel ihtiyaçlarınıza göre en iyi seçeneği önerecektir. Elbette her enjeksiyon her hasta için doğru değildir. Biz doktorlar sorununuzu tam anlamak, hayat tarzınız ve tedavi planınızla uyumlu, enjekte edilebilir bir tedavi planı oluşturmak için araştırmalar yaparız. Amaç hastaya en uygun seçeneğe karar verip, hastamızın da takip ve tedavi planını oluşturmaktır."
KORTİZON TEDAVİSİNDEN KORKMAYIN
Kortizon enjeksiyonları hakkında bilgiler veren Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Halil İbrahim Ural, "Kortizon enjeksiyonları kireçlenme (osteoartrit) semptomlarına ve eklem ağrılarına karşı kullanılabilir. Kortizon iki ila üç ay boyunca rahatlama sağlayabilir ve eklemdeki ağrıya ve ağrıyı ortaya çıkaran reaksiyona neden olan inflamatuar (iltihabi) hücre aktivitesini azaltabilir. Ancak sadece ağrıyı azaltmak için değil, bazı durumlarda tedavi planının bir parçası olarak ve tedavi süresini ve etkinliğini arttırmak için kullanılabilmektedir. Genellikle uygulama yapılan ekleme kısa süre içinde tekrar uygulamalar yapılması tercih edilmemelidir. Yine de en uygun uygulama sıklığını tedaviyi planlayan doktor belirleyecek ve hastasına önerecektir. Birçok yan etkisinden dolayı tedirginlikle karşılanan kortizon enjeksiyonları ise doktorun yeterli bilgilendirmesi ve hastanın bu bilgileri doğru uygulaması halinde aslında son derece güvenilir bir uygulamadır" dedi.
ETKİSİ 6 AY VEYA 1 YIL SÜREBİLİR
Dr. Öğr. Üyesi Halil İbrahim Ural, hyalüronik asit enjeksiyonlarının genellikle diz ekleminde kullanılmakla birlikte, vücutta omuz, dirsek, çene, kalça gibi eklemlerde de uygulandığını söyledi. Hyalüronik asit enjeksiyonlarının, doğal eklem sıvısına benzer olduğunu ve eklemde sürtünmeyi azaltarak kıkırdağın harabiyete uğramasını engellediğini belirtti. Yılda bir yapılan enjeksiyonun genellikle altı ay, bazen bir yıla kadar şikayetlerde hafifleme sağladığını kaydetti.
Trombosit bakımından zengin plazma (PRP) enjeksiyonlarını da anlatan Dr. Öğr. Üyesi Halil İbrahim Ural, "Bu enjeksiyonlarda iyileşmeyi sağlamak için kendi kanınız ve trombositleriniz kullanılır. Trombositler yumuşak dokularda oluşan yaralanmalarda pıhtı oluşumu sağlar, iyileşmeye yardımcı olan büyüme faktörlerini ve proteinleri içerir. Bu amaçla kolunuzdan alınan kan özel bir tüpte işleme tabi tutulup, içerisindeki trombositler ve büyüme faktörleri ayrıştırılır. Tüpün üst tarafındaki plazmadan zengin kısım alınarak uygulama bölgesine enjekte edilir. Araştırmalar, PRP enjeksiyonlarının eklemdeki iltihabi reaksiyonu azalttığını ve böylece vücudumuzun eklemdeki probleme vereceği bağışıklık reaksiyonunu olumlu yönde değiştirebileceğini, ayrıca eklem içi problemlerde iyileşme süresinin üçte bir oranına kadar kısaldığını ve iyileşme dokusunun daha da sağlam olduğunu göstermiştir. Genellikle yan etki olarak rastlanan bir durum ortaya çıkmaz. Enjeksiyon kurallarına uygun yapılmadığı durumlarda enjeksiyon bölgesinde çok düşük bir enfeksiyon riski içerir. Enjeksiyon sonrası ilk 3 gün hafif ağrı yapabilir. Aslında bu ağrı iyileşme reaksiyonunun başladığını da göstermektedir. PRP enjeksiyonu sonrası üç gün ağrı kesici ilaç kullanılmaması ve enjeksiyon yapılan ekleme sıcak veya soğuk uygulama yapılmaması önerilmektedir" diye konuştu.
KOMBİNE TEDAVİ ÖNEMLİDİR
Dr. Öğr. Üyesi Halil İbrahim Ural son olarak kök hücre enjeksiyonlarına da değinerek şunları söyledi: "Son zamanlarda kullanımı gittikçe artan bu enjeksiyonlar biraz da özel kullanım ve dikkat gerektirmekle birlikte maliyetleri de nispeten yüksektir. Göbek yağından veya kemikten elde edilen kök hücreler, bulundukları ortamdaki dokunun hücre özelliklerine dönüşebilme yeteneğine sahiptirler. Eklem içine enjeksiyon uygulandıktan sonra hasarlı bölgeye yerleşerek sağlıklı bir kıkırdak veya kemik hücresine dönüşmeleri beklenir. Kişinin kendi hücresi olduğu için herhangi bir olumsuz yanıt gelişmesi beklenmez. Dolayısıyla güvenilir bir tedavi metodudur. Son yıllarda yapılan birçok araştırma ise bu uygulamaların aslında belli bir sırayı takip ederek veya bir arada yapılabileceğini, kombine yapılan uygulamaların ise eklemde çok daha olumlu sonuçlar ortaya çıkaracağını göstermiştir. Bu enjeksiyonların birçoğunun genellikle eklem ağrısını azaltmada veya durdurmada etkili olduğunu, ancak ağrının tekrar edebileceğini unutmamak önemlidir. Bu yüzden diğer tedavilerle birlikte kullanıldığında etkileri artmaktadır. Tek başına enjeksiyonlar yerine fizik tedavi, kilo kontrolü, egzersiz, ilaç kullanımı gibi ameliyatsız yöntemlerle birlikte bir program oluşturulması ağrının tekrar etmesini de önleyebilecektir. Eğer bu seçenekler başarısız olursa cerrahi seçenekler söz konusu olmalıdır."
27.2.2020 - 42867
|