Şişmanlık Nedir, Nedenleri ve Komplikasyonları Nelerdir?
Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlık raporunda şişmanlık, vücutta fazla miktarda yağ birikmesi sonucu ortaya çıkan ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir sağlık sorunu olarak tanımlanmaktadır. Aşırı besin alımı, hareketsiz yaşam, genetik, hormonal nedenler, psikolojik sorunlar, sigarayı bırakma, alkol kullanımı, metabolizma hızının yavaşlaması gibi faktörlere bağlı olarak gelişen şişmanlık tek başına olduğu gibi komplikasyonları ile de yaşam süresini kısaltan ve yaşam kalitesini düşüren ciddi bir hastalıktır. Komplikasyonları arasında ilk akla gelenler: Kalp - damar hastalıkları, hipertansiyon, şeker hastalığı, bazı kanser türleri, solunum rahatsızlıkları, karaciğer yağlanması, safra kesesi hastalıkları, eklem hastalıkları, adet düzensizlikleri, kısırlık... şeklinde sıralanabilir.
Şişmanlık Nasıl Tedavi Edilmelidir?
Multifaktöriyel bir hastalık olan şişmanlığın tedavisinde multidisipliner bir yaklaşım gerekmektedir. Dahiliye uzmanı veya endokrinolog, diyetisyen, fizyoterapist ve psikolog ile ekip halinde tedavi edilmesi durumunda daha sağlıklı sonuçlar alınabilir. Doktor tarafından yapılacak klinik muayenenin ardından kan tahlil sonuçları yorumlanarak, kişi diyetisyen eşliğinde diyet programına alınmalıdır. Egzersiz ve yaşam tarzı değişikliği hayata geçirilmelidir. Ayrıca tedaviye destek amaçlı olarak gıda takviyeleri, ilaç tedavisi ve/veya cerrahi tedavi uygulanabilir. Ardından kişi kilo koruma programına alınmalıdır. Ancak unutulmamalıdır ki, diyet bireye özgü olarak hazırlanmalıdır.
Metabolizma hızı parmak izi gibidir!
Metabolizma hızı nedir?
Tam bir dinlenme durumunda, organların çalışması, vücut ısısının korunması gibi yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesi için gerekli olan zorunlu enerji harcamasına “Metabolizma Hızı” denir. Metabolizma hızının düşük olması, çok fazla yemek yenilmemesine ya da diyet yapılmasına rağmen kilo vermeyi engelleyebilir, hatta kilo bile aldırabilir!
Bir oturuşta 2 katınız kadar yemesine rağmen zayıf kalmayı başaranlara şaşırıyorsanız siz de metabolizma hızınızı bir ölçtürün.
1 Dakikada 10 kkal üzerinde enerji harcamayı sağlamak pek mümkün değil iken; kişinin aynı süre içerisinde 200 – 300 kkal enerji alması söz konusu olabilir. O nedenle şişmanlık tedavisinde sadece alınan enerjiye değil, harcanan enerjiye de odaklanmak önemlidir.
Metabolizma hızı neden yavaşlar?
İlerleyen yaş, hareketsizlik, hormonal dengesizlikler, hipotiroit gibi bazı rahatsızlıklar, sürekli kilo alıp vermeler, zayıflama uğruna düşük enerjili diyetler uygulamak metabolizma hızının yavaşlamasına neden olur. Tüm çabalara rağmen kişi kilo veremiyorsa, metabolizma hızını ölçtürmesi ve/veya bazı kan tetkiklerini yaptırmasında yarar var. Belki de fazla kiloların altında yatan bir hastalık söz konusudur.
Metabolizma hızının düşük olmasının sonuçları nelerdir?
Metabolizma hızının düşük olması az yenilmesine veya diyet yapılsa da yavaş kilo vermeye sebep olabilmektedir. Metabolizma hızına göre hesaplanmış dengeli bir diyet ve egzersiz programıyla zayıflandığı takdirde metabolizma hızınızın azalması engellenebilir. Böylelikle diyet süresince ağırlık kaybının ne doğrultuda olacağını da tahmin etmek ve hayal kırıklıklarından kurtulmak mümkün olabilmektedir.
Peki, metabolizma hızı nasıl hesaplanır?
Bazal metabolizma hızıyla ilgili internette veya kitaplarda çeşitli formüller yer almaktadır. Ancak bu hesaplar kişinin yaşı, cinsiyeti, boy uzunluğu ve vücut ağırlığı göz önüne alınarak hazırlanmaktadır. Diğer yandan günlük enerji gereksinmesini kişinin yalnız çalışma durumuna ya da mesleğine göre belirlemek yanıltıcı olabilir. Çünkü hafif işte çalışan bir insanın iş dışı yaşantısı çok hareketli olabilir, bu da enerji ihtiyacını artırır. Vücut bileşiminin yani kas kitlesinin metabolizma hızı üzerinde çok önemli bir etkisi vardır. Bu nedenle aynı yaş, cinsiyet, boy uzunluğu ve vücut ağırlığına sahip 2 kişinin fiziksel aktivite dereceleri birbirinden farklılık göstereceği için metabolizma hızları aynı olamaz.
Halbuki standart formüller bu farkı göz ardı ettiği için doğru sonuç veremez. Neyse ki artık yeni geliştirilen birtakım cihazlarla metabolizma hızını hesaplamak mümkün olabilmektedir. Daha sonra bu veriler bir diyetisyen eşliğinde uygun bir beslenme programı haline getirilebilmekte.
Metabolizma hızını artırmak için neler yapılabilir?
Beslenmede yağ miktarı sınırlandırılmalı. Vücutta yağ yüzdesinin azalması metabolizma hızının artmasına sebep olacaktır. Yağ vücutta kaslara oranla daha az enerji harcadığı için bazal metabolik hız azalır ve vücut ağırlığını korumak için daha az enerjiye gereksinim duyulur. Vücutta kas oranının artırılması da metabolizma hızının artmasına sebep olur. Yeterli protein tüketimi ve yapılacak düzenli egzersiz vücutta kas kitlesinin artmasını sağlar. Az ve sık beslenme metabolizma hızının artmasına yardımcı olacağı için 5 – 6 öğünden oluşan beslenme şeklini benimsemek gerekir. Uzun süren açlık durumlarında metabolizma hızı düşer. Bu nedenle diyet yaparken light süt / yoğurt / ayran, kepekli bisküvi, küçük sandviç, kuru veya taze meyve gibi besinler ara öğün olarak seçilebilir. Bol sıvı tüketimi de metabolizma hızının artmasına yardımcı olacağı için önemlidir.
Bazal metabolizmayı etkileyen nedenler nelerdir?
Yaş: Büyümenin en hızlı olduğu bebeklik ve ardından çocukluk döneminde metabolizma hızı en yüksek değerlerdedir. Yaş ilerledikçe metabolizma hızı düşer.
Cinsiyet ve vücut bileşimi: Vücutta yağ dokusu arttıkça metabolizma hızı düşer, kas dokusu arttıkça yükselir. Bunun nedeni, yağ dokusuna göre kas dokusunun daha etkin olması ve daha çok enerji harcamasıdır. Genellikle kadınlarda yağ dokusu erkeklere göre daha fazla olduğundan, kadınların bazal metabolizması, erkeklerden biraz daha düşüktür. İşçi ve sporcu gibi kas dokusu fazla olanlarda metabolizma hızı, hafif işle uğraşanlara göre yüksek olabilir.
Hormonlar: Tiroit bezinden salgılanan tiroksin hormonu bazal metabolizmayı etkiler. Bu hormon aşırı salgılanırsa metabolizma hızı yükselir, az salgılanırsa düşer. Böbreküstü bezinde salgılanan adrenalin hormonu da metabolizmayı hızlandırıcı etki gösterir.
Gebelik ve Emzirme Dönemi: Gebeliğin ilk aylarından sonra metabolizma hızında artma başlar ve son üç aylık dönemde metabolizma hızında artış olabilir. Bunun nedeninin, son aylarda yavrunun ve annelik dokularının hızlı büyümesi olduğu sanılmaktadır.
Hastalıklar: Özellikle ateşli hastalıklarda hücre çalışmasındaki artış nedeniyle metabolizma hızı yükselir. Vücut sıcaklığında 37°C üzerinde her 1°C artış, metabolizmayı ortalama %12.5 yükseltir.
Sürekli açlık: Uzun süreli açlık ve yarı açlık durumu metabolizma hızını düşürür. Uzun süre normalden az besin alanların metabolizma hızında %20 dolayında düşme olduğu saptanmıştır. Aşırı ve sürekli açlık durumunda ise metabolizma hızında %50 kadar azalma olduğu saptanmıştır. Aşırı ve sürekli açlıkta, vücudun metabolizma için daha az enerji kullanmaya alıştığı, böylece az enerji harcamasıyla yaşamaya çalışıldığı ileri sürülmektedir.
Uyku: Uykunun ilk saatlerinde metabolizmada önemli değişiklik olmaz. İlk saatlerden sonra düşme başlayarak 5 – 6 saatlik uyku sonunda metabolizmada %10’a kadar düşme olabilir. Genellikle, uyku sırasında enerji harcaması metabolizma hızı düzeyinde sayılır.
Diyetin bileşimi: Diyetin bileşiminde protein oranının fazla bulunması, metabolizma hızını yükseltici etki gösterir.
Peki, metabolizma hızı “en doğru şekilde” nasıl ölçülebilir?
Doğruluğu pek çok klinik çalışma ile kanıtlanmış olan Metabolizma Hızı Testi, kişinin istirahat halindeki metabolizma hızını en kolay yoldan, kesin ve hızlı bir şekilde ölçen ve kişinin istirahat halinde iken ne kadar enerjiye ihtiyacı olduğunu gösteren bir cihazdır. Bu ölçüm, sağlam ve etkili bir zayıflama ve egzersiz programında çok önemli bir başlangıç aracıdır.
Bazal metabolizma hızının ölçümünde kullanılan bazı matematiksel hesaplamalara nazaran “altın standart” olarak görülen oksijen tüketimine dayalı bu test ile kişinin dinlenme halinde iken 24 saat içinde harcadığı enerji net bir şekilde ölçülebilmektedir. Bu amaçla zayıflama tedavisinde vücut bileşim analizi cihazları gibi olmazsa olmazlardan biri gözüyle bakılması gerekmektedir.
Doğru Diyet Nasıl Yapılır? İdeal Kilo Kaybı Ne Kadar Olmalıdır?
Aslında, yaşam tarzı haline getirilemeyen hiçbir yönteme başlamamak gerekir. Gerçek ağırlık kaybı vücuttaki yağ kütlesinin azalması ile mümkündür. Kas ve su kitlesindeki kayıplar hem sağlık açısından risklidir hem de kalıcı ağırlık kaybına neden olmamaktadır. Genel ilkleri benzer olmakla beraber diyet mutlaka kişiye özel olarak hazırlanmalıdır.
Zayıflama programlarının kişinin (yaş, cinsiyet, boy uzunluğu, vücut ağırlığı, fiziksel aktivite düzeyi, beslenme alışkanlıkları vb.) özelliklerine göre enerji ve besin değeri içermesi; yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırılabilmesi ve yavaş (haftada 0,5 / 1 kg) ağırlık kaybı ile bireyin yeni beslenme programını yaşam tarzı haline getirmesini sağlayabilmesi gerekir. Unutulmamalıdır ki; ayda 6 kg üzerinde ağırlık kaybı metabolik olarak başka sağlık problemlerine zemin hazırlamaktadır. Kimse 10 senede aldığı kiloları 10 günde vermeye kalkmamalıdır. Tüm diyetlerde sabırlı olmak şarttır.
1.12.2011 - 10436
|