Bitmek bilmeyen yorgunluk hissi, halsizlik ve nedensiz ağrılar, sabahları uyanmakta zorlanma, bitkinlik ve güçsüzlük gibi belirtiler kronik yorgunluğun habercisi olabilir. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Jan Klod Kayuka, tıp dilinde “Asteni” olarak adlandırılan ve mevsim geçişlerinde daha sık görülen kronik yorgunluğun, vücudun enerji üretiminde yaşanan problemden kaynaklandığını vurguluyor.
Dr. Kayuka, bu hastalığın tedavisinde, enerji metabolizmasını düzenleyerek, vücudun tekrar yeterli enerji üretmesini sağlarken, kilo aldırmayan ve uyku düzenini bozmayan preparatları önerdiklerini belirtiyor.
Kronik yorgunluk, sadece sağlık için değil, aynı zamanda performans ve mutluluk için de bir tehdit oluşturuyor. Tıp dilinde Asteni olarak adlandırılan kronik yorgunluk, araştırmacılara göre, fiziksel yorgunluktan farklı olarak dinlenmekle geçmiyor. Bir hastalık olarak kabul edilen kronik yorgunluktan kurtulmak için hekime başvurmak ve tedavi görmek gerekiyor.
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Jan Klod Kayuka, üşengeçlik, isteksizlik ve belirgin bir motivasyon eksikliği yaratan kronik yorgunluğun başlıca belirtilerini, sabahları zor uyanma, yeterli uyku uyuyamamışlık hissi, işe kendini verememe, motivasyon eksikliği, konsantrasyon güçlüğü ve erken yorulmak olarak sıralıyor. Kas ağrıları da bu tabloya eşlik edebiliyor. Dr. Kayuka, hastalığın yaşama yansımalarını, “Ayrıca iş performansını ve günlük hayatı olumsuz etkileyen bu hastalık insanda sosyal aktivite ve cinsel açıdan da isteksizliğe yol açıyor... “ biçiminde aktarıyor.
Kronik yorgunluğun, vücutta enerji üreten mekanizmaların tam olarak çalışmamasından kaynaklandığını belirten Dr. Jan Klod Kayuka, yeterli enerjinin üretilmediği durumlarda vücudun temel yapı taşlarını oluşturan proteinlerin yıkımına bağlı enerji metobolizmasının devreye girerek enerji üretimine katkı sağladığını, ancak bunun normal enerji sağlama yolu olmadığını vurguluyor. Dr. Kayuka, “ Bu durumda, amonyak türevi zararlı maddelerin ortaya çıkması ve vücutta birikmesi, yorgunluk oluşmasına ve kas ağrılarına neden oluyor.” diyor.
Kronik yorgunluğun, mevsim geçişlerinde daha sık görülmekle birlikte, aşırı efor gerektiren işlerde çalışanlar, sporcular, öğrenciler, beyin gücünü uzun süre kullanmak zorunda olanlar, yaşlılar, ameliyat olanlar, kronik hastalığı olanlar, grip ve tonsilit gibi akut enfeksiyon geçirmekte olan kişilerin ve iyileşme dönemlerinde olanların daha fazla risk taşıdığını anlatan Dr. Kayuka, “Kronik yorgunluk tedavisinde, doğru tedavi edici ilaçların seçilmesi durumunda kişi eski yüksek enerji günlerine ve aktif yaşamına kavuşabiliyor “ diyor.
Dünyada ve ülkemizde ise kronik yorgunluğun tedavisi için, bozulmuş olan enerji metabolizmasını düzenlemek ve tekrar gerekli miktarda enerji üretimini sağlamak amacıyla geliştirilmiş sitrülin malat içeren, efervesan olduğu için kullanımı da çok kolay olan yeni preparatlar sıkça kullanılıyor. Dünya Anti–Doping Ajansı (WADA) tarafından onaylı bu preparatların ayrıca kilo yapmaması ve uyku düzenini bozmaması da kullanıcıya önemli bir avantaj sağlıyor.
29.10.2010 - 2829
|