Dünya Sağlık Örgütü Türkiye'de gereğinden fazla tüketilen tuzun vücuda zararları ile ilgili bilgilendirmelerde bulundu.
|
|
|
|
|
|
Dünyada en önemli halk sağlığı sorunu olarak kabul edilen kronik hastalıklar, ülkemizde her geçen gün sayısı hızla artan ölümlerin de başlıca nedenlerindendir. Erken ölümlere yol açan ve kişilerin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen kronik hastalıklardan korunmada önleyici tedbirler alınması gerekmektedir.
Kronik hastalıklardan korunmada en önemli faktörlerden biri, yeterli ve dengeli beslenmedir. Toplumdaki bireylere yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırılırsa kronik hastalıklardan önemli ölçüde koruma sağlanabilecektir.
Ülkemizde aşırı tuz tüketiminin azaltılmasını sağlamak amacıyla, Sağlık Bakanlığı tarafından '' Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Eylem Planı'' hazırlanmış, bu doğrultuda halkın bilinçlendirilmesi ve konuya duyarlılığın arttırılması amacıyla '' 1-7 Şubat Tuza Dikkat Haftası'' olarak belirlenmiştir.
Doğal bir mineral olarak besinlerin bileşiminde olduğu gibi göllerden, denizlerden ve kayalardan saf olarak elde edilen, rafine edildikten sonra sofralarımıza ulaşan tuzun yeterli miktarda alındığında vücutta önemli görevleri, fazla tüketildiğinde ise geri dönüşü olmayan zararları bulunmaktadır. Sağlıklı yaşam kurallarından biri de günlük sodyum ihtiyacını karşılayacak şekilde tuz tüketmektir. Günlük sodyum ihtiyacı 2400 miligramdır. Bu miktar günlük 5 gram civarında tuzla karşılanabilir.
Yapılan bilimsel çalışmalarla ülkemizde tuz tüketiminin Dünya Sağlık Örgütü'nün önerdiği değerin yaklaşık üç katı kadar olduğu gösterilmiştir. Sağlıklı yetişkinler için önerilen ortalama günlük tuz miktarı yaklaşık 5 gram (yaklaşık 1 çay kaşığı) iken, Türkiye'deki günlük tuz alımı ortalaması kişi başı yaklaşık 18 gramdır. Fazla tuz tüketimi yüksek kan basıncına neden olmaktadır. Yüksek kan basıncı ise ülkemizde ölümlerin ve hastalık yükünün en önemli nedeni olan kalp hastalıklarının önde gelen risk faktörüdür.
Hiç tuz ilave etmeden besinlerin içindeki tuzlardan dahi bu miktarı karşılamak mümkündür. Aşırı tuz tüketimi değiştirilebilir bir sağlıksız beslenme uygulamasıdır ve birçok kronik hastalığın temelinde yer almaktadır.
Ayrıca aşırı tuz tüketiminin sadece yüksek kan basıncı nedeni olmakla kalmayarak günümüzde önemli birer sağlık sorunu haline gelen mide kanseri, osteoporoz, böbrek hastalıklarının gelişimiyle de yakından ilişkili olduğu belirlenmiştir.
Fazla tuz tüketimi, idrarda kalsiyum atılımını da artırarak kemiklerden kalsiyum kaybına neden olur. Kemiklerden kalsiyum kaybının artışı ise kemik erimesini (osteoporoz) ve kemiklerin kırılma riskini artırır.
Aşırı tuz tüketimini azaltmak için pratik öneriler:
Daima taze ve tuz eklenmemiş besinleri tercih edin.
Yemeklerin tadına bakmadan tuz eklemeyin.
Tuz içeriği yüksek olan salamura besinleri (zeytin, peynir, turşu gibi) ve konserve besinleri daha az tüketin.
Daha fazla taze sebze ve meyve tüketin.
Satın aldığınız hazır besinlerin etiketlerini mutlaka okuyun ve daha az tuzlu olanları tercih edin.
Yemeğinizin lezzetini arttırmak için tuz yerine maydanoz, nane, kekik, dereotu, rezene, fesleğen, limon gibi besinler ile baharatları kullanın.
Ev dışında yemek yiyorsanız az tuzlu besinleri tercih edin.
Maden suları kaynağına göre farklı miktarda sodyum içerir, sodyum içeriğini etiketinden kontrol edin.
Eğer hipertansiyon gibi sağlık probleminiz varsa mutlaka satın aldığınız hazır ürünlerin etiketlerini okuyunuz. "Tuzsuz " ya da "tuzu azaltılmış " besinleri tercih ediniz.
Sofrada tuzluk kullanmamakla tuz alımı % 15 azaltılabilir.
8.2.2014 1 - 13729
|
|