Bulaşma
Mantarlar hayvanlardan, topraktan veya hasta insanlardan sıkı ve uzun süreli temasla bulaşmaktadırlar. Ortak kullanılan giysiler, havlular, terlikler, çoraplar, ayakkabılar, hamam, banyo, plaj, otel odaları en çok görülen bulaşma yollarıdır. Hayvanların derisinde, mantar hastalığı tüy dökülmelerine neden olur ve bu hayvanlar tedavi edilmezlerse insanlara bulaşır. Saçlı deride mantar hastalıkları yalnız çocukluk yaşlarında görülür. Ergenlikten sonra saçlı derinin yağ bezlerinde değişiklikler oluşur ve mantarların saçlara, saçlı deriye yerleşmesine engel olurlar.
Klinik görünüm
Saçlı deride yerleşen mantar hastalığı, bazen sadece saçlarda kırılma, grileşme, incelme ve deride kepeklenme ile ortaya çıkar ve tedavi sonucunda hiçbir iz bırakmadan kaybolurlar. Bazen ise sulantılı, kabuklu yaralar görülür. Bu durum tedavi edilse de saçlar tekrar çıkmayabilir.
Mantar vücutta yerleşirse, iç içe geçmiş halkalar halinde pembe-kırmızı renkli, kepekli, bazen ufak su dolu kabarcıklarla çevrili, kaşıntılı lekeler, yaralar gözlenir. Zamanla çevreye doğru genişlerler ve sayıları artabilir. Gövdede yerleşen bir başka mantar hastalığı da halk arasında samyeli denen pembe, sarı, kahve renklerde görülen, hafif kepekli lekelerdir.
Yaz tatili öncesinde bu lekeleri farketmeyen kişilerde, güneş sonrası bu bölgeler güneşten etkilenmedikleri için açık renk görülürler. Hastalar da bu lekelerin güneşle oluştuğunu zannederler. Aslında pitriasis versikolor denen bu hastalığın mantarı tüm insanlarda bulunmaktadır. Ancak genetik yatkınlığı olanlarda, direnci kırık olanlarda hastalık yapmaktadır.
Mantar hastalıkları; kıvrım yerlerini, kapalı, nemli bölgeleri sevdikleri için ayak parmak araları, genital bölge, kadınlarda meme altlarında çok sık yerleşirler. El içlerinde de seyrek olarak görülebilirler. Bu bölgelerde keskin sınırlı kızartı, kepek, kaşıntı ve bazen su dolu ufak kabarcıklar şeklinde görünürler.
Kıvrım yerlerinde ayrıca normalde bulunan mantarın nem artışı ile hastalık yapması da mümkün olmaktadır. Bu durum sıklıkla askerlerde ve atletlerde ayak ve kasık mantarı şeklinde ortaya çıkmaktadır. Ayaktaki mantarın zamanla tırnaklara bulaşması söz konusu olabildiği gibi tırnak bakımı için ortak kullanılan makas, törpü gibi malzemeler de tırnak mantarına neden almaktadırlar. Hasta tırnakların şekilleri ve renkleri bozulmakta, kirli-sarı bir renk almakta, kalınlıkları artmakta ve tırnak altındaki kalın kısım tebeşir tozu gibi, dokununca ufalanarak dökülmektedir.
Ayak mantarı tedavi edilmezse, bazen buradan mikroplar (bakteriler) ayak, bacak, lenf damarlarına girmekte ve enfeksiyona neden olmaktadırlar. Hasta bölgelerde kızarma, şişme, ağrı, ısı artışı olmakta hatta enfeksiyon tüm vücudu etkileyebilmektedirler.
Bu durumdaki hastaların kesin yatak istirahati ve ciddi antibiyotik tedavisi uygulamaları gerekmektedir. Mantarlar, ayrıca uzun süre antibiyotik tedavisi kullanan hastaların ağız, boğaz, vajina ve bağırsak mukozalarında da hastalık yapabilmektedirler. Bunun nedeni ise mukozalardaki mantar-bakteri dengesinin bozulması ve(bakterilerin antibiyotiklerle öldürülmesi ile) mantarların hastalık yapabilecek sayıya, güce ulaşmalarıdır.
Tedavi
Günümüzde son derece etkili mantar öldürücü topikal uygulanan kremler, solüsyonlar, pudralar, tırnak cilaları, şampuanlar ve sistemik uygulanan antifungal ilaçlar mevcuttur. Hastalığın yerleştiği bölgeye uygun ilaçlar yeterli süre kullanıldıklarında, mantarlar kolayca öldürülmektedirler. Ağız içi veya vajinadaki mantarın 10 günde öldürülebilmesine karşın; deri, saç mantarı 1 ayda, tırnak mantarı ise en az 6 ayda tedavi edilebilmektedir.
23.7.2010 - 1617
|