Halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabet ömür boyu devam eden, pankreasın yeterli derecede insülin salgılayamamasından ve salgılanan insülinin yeterli derecede kullanılmamasından kaynaklanan kronik bir hastalık.
Acıbadem Sağlık Grubu İç Hastalıkları ve Diyabet Metabolizma Uzmanı Prof. Dr. İlhan Satman, diyabetin tedavi edilmediği taktirde kalp, böbrek, göz gibi organlar ve damarlarda ciddi hasarlar oluşturabileceği uyarısında bulunarak şunları söylüyor: "Günümüzde yaşam süresi uzadı. İnsanlar artık salgın hastalıklar, enfeksiyonlar sebebiyle hayatlarını kaybetmiyorlar. Kronik hastalıklar en önemli ölüm nedeni.
Bunların başında da diyabet geliyor. Genetik faktörler bir etken ama tek başına yeterli değil. İnsan ömrünün uzaması dışında yanlış beslenme alışkanlıkları, hareketsizlik de diyabeti tetikliyor. Bu sebeple yaşam tarzına dikkat ederek diyabeti önlemek gerekir. "
Diyabet Tipleri
Genelde yaşı 40 ve üzeri olanlar, obez kişiler, ailesinde diyabet hastalığı bulunan bireyler, gebelik sırasında diyabet gelişen, 4.5 kg. ve daha ağır bebek doğuranlar, polikistik over sendromu olan kadınlar, beslenme alışkanlığı bozuk olanlar diyabet riskini taşıyor.
En sık rastlanan iki çeşit diyabet var. Tip 1 ve Tip 2 diyabet. Acıbadem Sağlık Grubu İç Hastalıkları, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı, tip 1 diyabeti şöyle tarif ediyor: "En yüksek görülme dönemi çocukluk ve ergenlik çağıdır. Diyabet vakalarının yaklaşık yüzde 5-10’u tip 1 diyabetlidir. Tip 1 diyabet genelde insülin üreten pnkreas hücrelerinin bağışıklık sistemine bağlı hasarı sonucu gelişmekte. Akut yani aniden ortaya çıkıyor.
Tip 1 diyabette insülinin çok az salgılanması ya da hiç salgılanamaması söz konusu. Bunun sonucunda hastaya insülin tedavisine başlanıyor. Yaklaşık yüzde 90-95 oranında görülen diyabet tipi ise, daha çok erişkin yaşta ortaya çıkan Tip 2 diyabettir.
Acıbadem Sağlık Grubu İç Hastalıkları Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı hastalığı şöyle tarif ediyor: “Daha çok 40 yaş üzeri kişilerde ortaya çıkar. Ancak daha erken yaşlarda özellikle kilolu bireylerde ,hatta çocuklarda bile görülebilir.
Tip 2 diyabette pankreas insülin üretir ancak vücut bunu gerektiği gibi kullanamaz, özellikle kas ve yağ dokusunda, karaciğerde insülin görevini yerine getirmekte zorlanır, yani kandaki şeker hücrelere rahat bir şekilde giremez ve kanda yüksek düzeyde kalır, buna insülin direnci denir. Hastalığın ilk yıllarında insülin pankreastan genelde yeterince yapılır ve özellikle bu dönemde ağızdan alınan diyabet ilaçları etkilidir.
Ancak yıllar geçtikçe pankreastan insülin yapımı giderek azalır ve pankreastan insülin salgılatan ilaçlar etkisizleşir ve tedavide insüline geçilmesi zorunlu hale gelebilir. Tip 2 Diyabet, Tip 1 diyabet gibi ani olarak ortaya çıkmaz.
Çoğu zaman hasta yıllarca hastalığının farkında olmayabilir. Bu sebeple risk faktörlerini taşıyanlara ve belirtileri olanlara diyabet trama testleri yapılmalıdır. Diyabette en sık rastlanan belirtiler kilo artışı yada azalması, halsizlik, yorgunluk, uyku isteğinde artma, çok acıkma, yemeklerden birkaç saat sonra kan şekerinde düşme belirtileri, çok susama, çok idrara çıkma, gece sık idrara çıkma, ağız kuruluğu, tekrarlayan , geçmeyen enfeksiyonlar , iyileşmeyen cilt yaraları gibi belirtilerdir. Tip 2 diyabette tedavi diyet, sağlıklı beslenme, egzersiz, kilo verme eğitim, ilaç ve gerekiyorsa insülin ile yapılmaktadır. Tansiyon tedavisi, kan yağlarınının düzenlenmesi diyabet tedavisinde olmazsa olmazlardır.”
Uzmanımız, tip 2 diyabette kan şekerinin kontrol edilmesinde 'düzenli egzersiz' yapmanın vazgeçilmez olduğuna işaret ediyor.
Çünkü tip 2 diyabet hastalarında düzenli olarak yapılan egzersiz, bir süre sonra düzenli insülin salgılandığından ve varolan insülin dokular tarafından etkin bir şekilde kullanıldığından, ilaç kullanmadan yaşamayı sağlayabiliyor. Uzmanımız, "Tip 2 diyabet hastaları beslenmelerine özen gösterip, haftada en az üç gün 30'ar dakika düzenli egzersiz yaptıkları takdirde, kan şekerinin kontrolü kolaylaşıyor. Hastalar diyabetin bir eğitim hastalığı olduğunu kabul etmeyip, önlem almadıklarında, çeşitli komplikasyonlarla karşılaşıyor. " diyor.
18.1.2011 - 4302
|