Günümüzde toplumda her 5 kişiden birisinde gastroözofageal reflü hastalığı görüldüğü için artık yaygın olarak reflü dendiği zaman bu hastalık akla gelmektedir. Prof. Dr. Ahmet Türkçapar, Türkiye'de 10 milyon reflü hastası olduğunu ve nerdeyse herhangi bir tetkik yapılmadan mide bölgesinde rahatsızlığı olan herkese gastrit damgası vurulduğunu belirtti.
Prof. Dr. Türkçapar, reflünün genel manada bir organ içinde olması gereken sıvı içeriğinin başka bir bölgeye geçmesine verilen isimdir. Örneğin mesane içerindeki idrarın yukarı idrar yollarına kaçmasına vezikoüretral reflü, mide içerisindekilerin yemek borusuna kaçmasına ise gastroözofageal reflü denir. Hastalarda hangi şikayetler vardır? Üst mide bölgesinden başlayan ve göğüs kafesinin orta hattı boyunca yayılabilen yanma en tipik şikayettir. Bunun nedeni mide içerisinde normalde bulunması gereken asit ve safranın buna dayanaksız yemek borusu iç döşemesine kaçması ile yaptığı hasardır. Yemeklerden sonra ekşime ve mide içeriğinin ağza doğru gelmesi ilerleyen zamanlarda ortaya çıkabilir. Mide içeriği gırtlak bölgesine geçmesi ile boğaz ağrısı, ses kısıklığı ve öksürük görülebilir. Reflü niçin gündemde? Tıp dünyası reflü hastalığını günümüzde gelişen tanı ve klinik muayene yöntemleri ile en yaygın hastalık olduğunu ortaya koymuştur. Ülkemizde de yapılan ön çalışmalar batı ülkelerinde olduğu gibi 5 kişiden birinde reflü olduğunu göstermektedir. Bu oranın sayısal göstergesi ülkemizde 10 milyona yakın reflü hastası olduğudur. Maalesef reflü hastalığı son yıllara kadar bazen doktorlarında kolayına geldiği için Gastrit teşhisinin gölgesinde kalmıştır. Nerdeyse herhangi bir tetkik yapılmadan mide bölgesinde rahatsızlığı olan herkese gastrit damgası vurulmakta. Aslında Gastrit mideden alınan dokunun mikroskopik incelemesi ile konulabilecek bir teşhistir. Reflüde kalıcı tedavi nasıldır? Reflü hastalığının bugün için uzak dönem sonuçları bilinen kalıcı tek tedavi yöntemi Laparoskopik cerrahidir. Hastalarda yemek borusunda yara açıldığında, mide fıtığı endoskopi ile teşhis edildiğinde ve kapak yetmezliği vakalarında hastanın ömür boyu ilaç içmesi gerekebilir. Özellikle bu konumda olan hastalarda Laparoskopik cerrahi kalıcı şifa sağlayan, hastayı sürekli ilaç kullanımından kurtaran ve yaşam kalitesini arttıran bir seçenektir. ABD’de laparoskopik reflü cerrahisi safra kesesinden ve şişmanlık ameliyalarından sonra üçüncü sıklıkla yapılan operasyondur. Laparoskopik cerrahi sonrası hasta bir gün hastanede kalır,ertesi gün ağızdan beslenir. Hastaların ameliyat sonrasında yaptığı gıda rejimlerine ve sosyal tedbirlere gerek kalmaz. Konu ile ilgili tecrübeli cerrahların ameliyatları sonrasında uzun dönemde %90 üzerinde başarı vardır... Kaynak: Hürriyet
14.6.2015 - 17692