ÇOCUK İHMALİYLE BAŞETME: KARŞILANMASI GEREKEN İHTİYAÇLAR
Çocuk ve Ergenlerin aşağıdaki ihtiyaçlarının karşılanmaması ihmal kavramı içinde değerlendirilebilir. İhmale maruz kalmış çocuk yetiştirmemek için aşağıda başlıklar şeklinde sunulan ihtiyaçlar listesinin karşılanıp-karşılanmadığı dikkatle incelenmelidir. Unutmayalım ki, ihmal ve istismar farkında olmadan da yapılabilir. Farkında olmadan ve bilmeyerek yapılan istismarın önüne geçebilmek için, belli başlı fiziksel ve ruhsal ihtiyaçların karşılanmış olması gerekir. İhmale maruz bırakılmamış bir nesil yetiştirmek temennisiyle...
1-Beslenme ve Bakım ihtiyacı
En önemli ihmal, çocuğun beslenme ve bakım ihtiyacının karşılanmamasıdır. Beslenme ve bakım ihtiyacı karşılanmamış çocuklarda diğer ihtiyaçlar önemsizdir.
Beslenme ve bakım ihtiyacı dengeli olmalıdır. Çok az beslenen, bakılan çocukla çok fazla beslenen ve bakılan çocuk arasında, fiziksel anlamda bir fark olsa da ruhsal anlamda herhangi bir fark yoktur. Çok az bakılan ve beslenen çocukta, gelişim gerilikleri, zekâ güçlükleri, fiziksel gerilik, hırsızlık, dilencilik, davranım bozuklukları eve geç saatlerde gelme veya evden kaçma, aileden kopukluk gibi sorunların oluşacağı önceden tahmin edilebilir. Çok fazla bakılan ve beslenen çocukta ise olgunlaşmamışlık, obezite, psikolojik güçsüzlük, strese ve yaşanılan sıkıntılara karşı dayanıksızlık, pasiflik, şımarıklık, kurallara başkaldırı, uyumsuzluk, davranım bozuklukları, öfke nöbetleri, isyan gibi sorunlar oluşabilir. Kısacası bu iki çocuğun biri yoklukla, diğeri çoklukla imtihan edilir.
Çocuklarımız yokluk ile çokluk arasında dengeli ve yeterli bir şekilde yetiştirilmelidir. Kendi başına giyinemeyen çocuğa yardım etmemek ile kendi başına giyinecek çocuğa yardım etmek çocukların gelişimi açısından sıkıntılı davranışlardır. İyi bir anne, çocuğunun yaşına uygun bakım ve beslenmesini sağlamaya çabalayan annedir.
Beslenme ihtiyacını aşırı karşılayan annelerin, çocuğu ihmal ettiğini unutmamalıdırlar. Çocuklara zorla yedirmek, çocuğa şiddet uygulamaktan farksızdır. Her canlı acıktığında yiyecek arayacaktır.
Bakım, beslenme ihtiyacı kadar önemlidir.
Beslenme ile ilgili 0-3 yaş arası çocuğu olan annelere öneriler;
-stresliyseniz, gerginseniz çocuğunuzu emzirmeyiniz, stres ve gerginlik süt ile çocuğa geçebilir. Stresle başa çıkma, öfke ve gerginlikle mücadele etme konusunda yardım alınız.
-açken çocuğu doyurmaya çalışmayınız, önce siz karnınızı doyurunuz.
-çocuk yiyecekleri çiğnemeye başlar başlamaz, katı yiyecekler vermeye başlayınız.
-anne sütünün en değerli besin maddesi olduğunu unutmayınız. Sütünüz yoksa beslenme uzmanlarından, çocuk doktorlarından yardım alınız.
-çocuğu zorlamayınız. Fazla yediklerinde çabuk büyüyecekleri düşüncesine kapılmayınız.
-süt veya yiyecekleri, çocuğu susturma amaçlı bir yöntem olarak kullanmayınız.
-çocuğunuzu emzirirken uyuya kalmayınız. Çocuk siz farkında olmadan boğulabilir.
-çocuk çatal ve kaşık kullanmaya başlar başlamaz, onlar için kaşık ve çatalı siz kullanmayınız, bırakınız çocuk kendisi yesin. Çocuğun yiyecekleri dökmesine öfkelenmeyiniz, çocuğunuzu azarlamayınız, 2-3 yaşlarında ise çocuğa döktüğü yiyecekleri toplamasını bir oyunla öğretmeye çalışınız.
-abur cuburdan uzak tutunuz ve aile üyelerini de uyarınız. Çocuğunuza daha küçük yaşlarda şeker, çikolata, karamel, cips, kola gibi yiyecek ve içecekler vermek, obeziteye neden olmaktadır.
2-Güvende Hissetme ve Tehlikelerden Korunma İhtiyacı
Beslenen bakılan çocuk, kendini güvende hissetmek ister. Aile içi şiddet olgularında çocuklarımızın bu ihtiyacı karşılanmamıştır. Başına bir şey gelecekmiş korkusunu yaşayan çocuk ruhsal açıdan hastalanmış çocuktur.
İnsanoğlu kendini güvende hissetmek için, binlerce yıl savaşmış, yurt edinmiş, bağımsız bir devlet edinme yoluna gitmiştir. Çanakkale zaferi Türk milletinin kendini güvende hissetmek ve tehlikelerden korunmak için kazandığı büyük bir zaferdir. Kendini korkulu bir ortamda hissetme duygusu, bireyin savaşma veya kaçma tepkisi geliştirmesine yol açmaktadır. Savunmasız, minik bir yüreğe sahip çocuklarımız, aile ortamında kendilerini güvende hissetmediklerinde, içine kapanmakta ve korkulu bir hayat yaşamaya maruz kalmaktadırlar. Çünkü savaşacak bir durumda ve güçte değildirler.
3-Sağlık İhtiyacı
Hasta olan çocuk tedavi edilmelidir. Bu yaşamsal bir ihtiyaçtır. Sağlık ihtiyacı karşılanmamış çocuk, ihmal edilmiş çocuktur. Ülkemizde sırf bu ihtiyacı karşılanmadığı için göz göre göre ölüme sürüklenen çocuklarımız var. Sağlık ihtiyacını karşılamak demek, çocuğun yığınla ilaç kullanması anlamına gelmemelidir. Sağlık ihtiyacı, daha çok sağlığın korunması ile ilgili olmalıdır. Hastalığı tedavi etmektense, hastalığı önlemek, daha pratik ve daha ucuz bir yöntemdir. Çocuğun sağlık ihtiyacı derken sadece bedensel sağlık anlaşılmamalıdır, ruh sağlığı ihtiyacı da karşılanmalıdır. Çocuklarda görülen önemsiz diye adlandırılan ruhsal problemler, önemsenmelidir. Dolaptan soğuk su içmek bir gribin veya nezlenin başlangıcı ise, bir kediye eziyet etmek de psikopatlığın başlangıcıdır. Çocuklarımızın kış mevsiminde dolaptan soğuk su içmelerini nasıl ki engelliyorsak, yalan söyleme davranışını, okuldan kaçmasını, eve geç gelmesini, gerginliklerini, içine kapanmasını, basit hırsızlıkları, üzüntüleri, korkuları da önemsemeliyiz. Çocuklarımızda öfke, gerginlik, stres, içe kapanma, hırsızlık, yalan gibi belirtilerden sadece bir tanesi olsa da bir psikoloğa, psikolojik danışmana, psikiyatriste danışılmalı ve bu önemsiz görünen belirtilere karşı gerekli önlemler alınmalıdır.
4-Eğitim İhtiyacı
Beslenme, sağlık, güven gibi ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra, çocuğun eğitim ihtiyacının da karşılanması gerekir. Bu ihtiyaç, çocuğun güvenli bir şekilde okula gidip-gelmesinin sağlanması, çocuğun ilgili olduğu alanlarda pekiştirilmesi, okula gidip-gitmediğinin takip edilmesi, öğretmenle işbirliğine girilmesi gibi görevleri kapsayan ve çocuğun toplumsallaşmasında ve meslek sahibi olmasında çok önemli bir yeri olan önemli bir ihtiyaçtır. Ailelerimizin bilmesi gereken en önemli konu, eğitim ihtiyacının okulla sınırlı olmadığıdır. Okul, eğitim ihtiyacının ancak küçük bir bölümünü karşılamaktadır. Gerçek anlamda eğitim ihtiyacını karşılamak demek, ailenin okulla işbirliğinin artması, çocuğun hem okulda hem de aile ortamında takibinin sağlanması, olumlu ya da olumsuz davranışlarının takip edilmesi ve bu davranışlarının değiştirilmesi anlamına gelmektedir. Çocuğun eğitimli olması demek, olumlu davranışlarının fazlalığını ifade etmedikçe, gerçek bir eğitimden bahsedemeyiz. Maalesef, ailelerimiz ve bazı eğitimcilerimiz, çocuğun eğitimini, derslerdeki başarısına bağlamaktadırlar.
5-Anne İhtiyacı
Anasız kuzu melemez… Çocuğu annesiz bırakmak, ihmalin en kötü olanıdır. Her çocuk annesiyle yaşamak ister. Bu ihtiyaç, anne ölümlerinde karşılanamayabilir; fakat gereksiz boşanmalarda çocuğun annesiz kalması her zaman dikkate alınmalıdır. Annesi var fakat annelik yapamıyorsa da anne ihtiyacı karşılanmamıştır. Kendini düşünen bencilce davranan çocuğu göz ardı eden, kişiliği oturmamış anneler, çocuklarına annelik ihtiyacını veremezler. Annelik sorumluluğunu alamayan kadınlar, çocuk sahibi olmamalıdırlar.
6-Baba İhtiyacı
Her çocuk, güçlü kuvvetli ve herkese gücü yeten, kendini koruduğunu düşündüğü bir baba kahramanına ihtiyacı vardır. Diğer çocuklarla konuşurken bile benim babam… Diye başlayan cümleleri çok duyarız. Bu önemli bir ihtiyaçtır ve gerçek anlamda karşılanmalıdır. Babası var fakat babasının yüzünü gördüğü yoktur. Adam her akşam kahve köşelerinde, meyhanelerde, arkadaş toplantılarında, siyasi oturumlarda, panellerde, bilimsel ortamlarda bulunup çocuklarına verdiği zaman çok çok kısıtlı ise, kendini baba sanan bu adamlar, babalık ihtiyacı karşılanmamış bir çocuk yetiştirmekte olduğunu bilmelidirler.
7-Bir Ailede Yaşama İhtiyacı
Her çocuk, bir ailede yaşamak, o aileye mensup olmak ister. Sıcak bir yuva aslında psikolojik bir aile ortamının varlığından bahseden bir sözcüktür. Her ne kadar yetiştirme yurtları ve çocuk yuvaları çok gelişmiş de olsa, yuva sıcaklığı farklı bir duygu ve ihtiyaçtır. Çocuk yuvasına yaptığım bir ziyarette, bir bebeğin ayağıma sarılması diğerlerinin de üzerime üzerime gelmeleri çok duygulandığım bir anı olmuştur. Sıcak yuva sahiplenilme ihtiyacı o kadar yüksek ki, o çocuğu bilerek oraya bırakmak, dünyanın en merhametsiz yanı olsa gerek…
8-Arkadaşlık İhtiyacı
Her çocuk akranıyla oyun oynamak ister, her ergen bir sırdaşı olsun ister. Bu ihtiyaçların karşılanmasında da anne ve baba olarak yükümlüyüz. Çocuğu arkadaşsız bırakmak çözüm değildir. En güzeli uygun olan arkadaşlıklarını desteklemektir. Uygunsuz arkadaşlıklarında ise farklı arkadaş edindirecek ortamlar oluşturmak, çocuklarımızın arkadaşlık ihtiyaçları açısından önemlidir.
9-Anlaşılma İhtiyacı
Konuşan çocuğu susturmaya çalışmak, çocuk konuşunca gerilmek, büyük bir ihmaldir. Onu vaktiniz yoksa uygun bir saatte veya zamanda dinleyeceğinizi ifade edin ve çocuğunuzu anlamaya çalışın. Anlamaya çalışmanın, çocuk ve aile arasındaki ilişkiyi kuvvetlendiren bir yönü vardır.
10-Takdir görme-övgü ihtiyacı
Çocuklarımızın başarılarını göz ardı etmek de ihmaldir. Vicdan azabından verilecek ödüller yerine çocuğun hak ettiği durumlarda ödülü devreye sokmak önemli bir yöntemdir. Takdir edilmeyen çocuk, hem aile hem de toplum için bir risktir.
11-Bilgi ihtiyacı
Çocuklarınızın size sık sık sordukları sorulara cevap veriniz. Verecek cevabınız yoksa araştırın, bir uzmana danışın ve o şekilde konuşun ama mutlaka cevapsız bırakmayınız. Çocuklarımızın meraklarını engellemeyiniz.
12-Sevilme ihtiyacı
Öncelikle ceza vermekle sevmeyi birbirinden kesin çizgilerle ayırın. Kızım ben seni her zaman çok seviyorum, sen canımsın benim, seni sevmem başka bir şey ama senin bu cezayı hak etmen başka bir şey. Ceza ve sevgi ayırt edilmeli, çocuk cezalandırıldığı zaman ailesi tarafından sevilmediğini hissetmemeli, sadece yaptığının kötü bir şey olduğunu fark etmesi açısından yaşına uygun ruhsal sorun oluşturmayan cezalar önemlidir. Aksi halde ceza herhangi bir işe yaramayacaktır. Cezalar, duygusal olmamalı, katı, duygudan arınmış bir dille ifade edilmelidir. Kızarak ceza vermek, 2 kere ceza vermek demektir. Tebessümle ceza vermek, ceza değil bir oyun bir senaryo oynadığınız mesajını verir ve işe yaramaz, hatta olumsuz davranışı pekiştirir. Bazı ailelerde ise çocuğa kızıp, onu pataklayıp üstüne bir de ceza verilir ya, iyi bir psikopat ancak bu şekilde yetişir. Psikopatlarda, cani kişiliklerde sevilme ihtiyacı karşılanmamıştır.
13-Saygı görme ihtiyacı
Bana saygılı bir kızım/oğlum olsun istiyorsanız Saygılı olacaksınız. Çocuğunuzu dinlerken, onun hizasına gelebilmek, göz teması kurmak, ona doğru eğilmek gibi tavırlar, iyi bir saygı örneğidir. Her yaratılanın saygı değer olduğunu hayat felsefesi haline getirmelisiniz.
14-Başarıyı Tatma İhtiyacı
Başarıyı tatmamış, tattırılmamış çocuklar ihmal edilmişlerdir. Özellikle anne ve baba çocuklarının başarılı olabileceği önemsiz de olsa en az bir etkinlik–alışkanlık keşfetmelidirler. Bu durumda öğretmenlere de çok iş düşmektedir. Her öğrenci başarıyı tadacak bir şekilde yetenek ve ilgilerine uygun bir etkinliğe yönlendirilmelidirler.
15-Hareketli Olma, Yaramazlık İhtiyacı
“Uslu çocuk” yoktur!
Uslu olma pahasına “gelişimi durdurulan çocuk” vardır.
Sessiz, sakin, kimsenin işine burnunu sokmayan, merak etmeyen, soru sormayan anne ve babasını yormayan 0-6 yaş arası çocuk, hasta çocuktur.
Her çocuk, gelişimi nedeniyle hareketli olma ihtiyacına sahiptir. Aileler, çocuklarının hareketli olmalarından korkmamalıdırlar. Hatta ailelerimiz çocukları için daha rahat hareket edebilecekleri, koşacakları ortamlar oluşturmalıdırlar. Komşular rahatsız olacak korkusuyla çocuğu sabitlemeye, hareketsiz olmaya zorlamak, çocuğu ihmalden öte, istismar etmektir. En güzel yöntem, komşularınız için dış kapıya “0-6 yaş arası çocuğu olan bir aileyiz, çevreye verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz” gibi bir yazı komşularınızla sorun yaşamanızı bir nebze de olsa azaltabilir.
UZMAN KLİNİK PSİKOLOG MEHMET KURTOĞLU
17.4.2015 - 17266
|