Demir, "Etkilenen kişinin yaşam kalitesinde, okul veya iş performansında belirgin düşmeye neden olan önemli bir hastalık. Soğuğa maruziyet sonucu kurdeşen tetiklenebilir" dedi. Halk arasında kurdeşen olarak bilinen ürtiker hastalığına ilişkin önemli uyarılarda bulunan Medipol Mega Üniversite Hastanesi Dermatoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Filiz Topaloğlu Demir, hastalığın deride geçici olarak ortaya çıkan, kaşıntılı kızarıklıklar ve kabarıklar ile seyreden yangısal bir hastalık olduğunu belirtti.
"AĞIZ İÇİ VE YEMEK BORUSUNDA DA BULGULAR OLABİLİR"
'Kızarıklık ve kabarıklar, genellikle 24 saat içinde iz bırakmadan kaybolur fakat vücudun farklı bölgelerinde benzer bulgular çıkmaya devam eder' diyen Doç. Dr. Filiz Topaloğlu Demir, "Anjioödem ise göz kapaklarında, dudaklarda, avuç içi veya ayak tabanlarında ortaya çıkan, gerilemesi genellikle 24 saatten daha uzun süren şişliklerdir. Ağız içi ve yemek borusunda da bulgular ortaya çıkabileceği için nefes darlığı ve yutma güçlüğü gibi şikayetlere neden olabilir. Tek başına bulunabildiği gibi ürtiker ile birlikte de görülebilir" ifadelerini kullandı.
"BULAŞICI BİR HASTALIK DEĞİL"
Muayene bulgularının genellikle tanı koymak için yeterli olduğuna dikkati çeken Doç. Dr. Topaloğlu Demir, şöyle devam etti: "Ayırıcı tanı da yer alan diğer hastalıklardan ayırmak için nadiren ek kan tetkikleri ve deri biyopsisi almak gerekebilir. Ürtiker bulaşıcı bir hastalık değildir fakat etkilenen kişinin yaşam kalitesinde, okul veya iş performansında belirgin düşmeye neden olan önemli bir hastalıktır. Toplumun yüzde 20'si hayatlarının herhangi bir döneminde ürtiker atağı geçirmektedir. Altı haftadan daha kısa sürede kaybolan formuna akut ürtiker, altı hafta veya daha uzun süre devam eden formuna ise kronik ürtiker denir. Kronik ürtiker de kendi içinde kronik spontan ürtiker ve soğuk, sıcak, egzersiz, basınç gibi fiziksel faktörler ile tetiklenen fiziksel ürtikerlerin de içinde yer aldığı kronik indüklenebilir ürtiker olmak üzere iki ana gruba ayrılır."
"ÇOK SAYIDA ÇEŞİDİ BULUNUYOR"
Doç. Dr. Topaloğlu Demir, kronik indüklenebilir ürtiker çeşitlerini şu şekilde sıraladı: "Fiziksel ürtikerin de semptomatik dermografizm, soğuk ve sıcak ürtiker, solar ürtiker, gecikmiş basınç ürtikeri gibi çeşitli alt tipleri vardır. Dermografizm ise kaşıma sonrası, kaşıntı alanına uygun şekilde görülen çizgisel kızarıklık ve şişliklerdir. Soğuk ürtikeri de karlı, rüzgarlı hava, soğuk bir denizde yüzmek gibi soğuğa maruziyet ile tetiklenen çeşididir. Solar ürtiker güneş ile tetiklenir. Gecikmiş basınç ürtikeri ise kıyafet lastiklerinin sıktığı alanlar, el ve ayak tabanları gibi uzun süreli basınca kalan alanlarda ortaya çıkar. Kolinerjik ürtiker terlemeye neden olan egzersiz, sıcak banyo, emosyonel stres gibi durumlarda dakikalar içinde ortaya çıkan milimetrik kızarıklıklar şeklinde görülen kronik indüklenebilir ürtiker tipidir. Akuajenik ürtiker de suyla temas ile tetiklenen kronik indüklenebilirdir. Kontakt (temas) ürtiker gıdalar, gıda katkı maddeleri, lateks, kedi ve köpek salyası gibi bazı maddelerin deriye teması sonrası ortaya çıkan kronik indüklenebilir ürtiker tipidir. Bu ürtiker formları tek başına bulunabileceği gibi aynı hastada birden fazla ürtiker formu birlikte de görülebilir."
"DİL VE BOĞAZ ŞİŞLİĞİNE DİKKAT"
Akut ürtikerde çoğu kez bir sebep saptanabilirse de kronik spontan ürtikerde genellikle bir neden bulunamadığına işaret eden Doç. Dr. Topaloğlu Demir, şu değerlendirmeyi yaptı: "Akut ürtikerin en sık nedenleri arasında enfeksiyonlar (özellikle nezle, grip gibi akut üst solunum yolu enfeksiyonları), ilaçlar (ağrı kesiciler, kas gevşeticiler, antibiyotikler başta olmak üzere her türlü ilaç) ve gıdalar yer alır. Ayrıca bazı tansiyon ilaçları (ACE inhibitörleri) anjioödeme neden olabilir. Tedavi kapsamında ise hekim gözetiminde verilen antihistaminikler ile birçok hastada kaşıntı, kızarıklık, kabarıklık gibi bulgular kontrol altına alınabilir. Antihistaminiklerden fayda görmeyen hastalarda alerjenlere duyarlılığı azaltmak için tasarlanmış farklı ilaçlar kullanılmaktadır. Kronik indüklenebilir ürtiker tiplerinde tetikleyicilerinden uzak durmak tedavide ilk yapılacak iştir. Dil ve boğaz şişliği gibi hayatı tehdit eden bulgular olması durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır."
10.3.2021 - 51834
|