ATEŞ ve halsizlik, idrar yolu enfeksiyonları, idrarda görülen kan gibi belirtilerle ortaya çıkan tüberküloz bilinenin aksine yalnızca akciğer hastalığı olmadığını söyleyen Op. Dr. Doğukan Sökmen, "Akciğerle ilgili olmayan verem hastalığı, tüm vakaların yüzde 10'unu kapsar. Bunun yüzde 30-40'ını böbrek ve idrar yolları tüberkülozu oluşturur" dedi. Tüberküloz hastalığının etkeni 'Mikobakterium tüberkülozis' adı verilen mikrobun dirençli mikroplarla böbrekte ve idrar yollarında yeniden görüldüğünü ifade eden Memorial Bahçelievler Hastanesi Üroloji Bölümü'nden Op. Dr. Doğukan Sökmen, böbrek ve idrar yollarında da sık görülen ancak tanısı genellikle güç olabilen tüberküloz hastalığı ile tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. "BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİN ZAYIFLIĞINDAN FAYDALANIYOR Akciğerle ilgili olmayan verem hastalığının tüm vakaların yüzde 10'unu kapsadığına dikkat çeken Op. Dr. Doğukan Sökmen, bu yüzde 10'luk kısmın yüzde 30 ila 40'ını böbrek ve idrar yolları tüberkülozunun oluşturduğunu belirterek, "Böbreklere ve cinsel organlara tüberkülozun yayılması, dışarıdan alınan mikrobun kan ve lenf yoluyla vücutta yayılması ile gerçekleşir. Yani, tüberküloz metastaz yapan bakteriyel bir enfeksiyondur. Tüberküloz mikrobu alındıktan sonra ya enfeksiyon oluşturur ya da pasif hale gelir. Pasif hale gelen mikrop odakları uzun yıllar sonra kanser hastalarında, bağışıklık sistemini baskılayan AIDS gibi hastalıklarda, kemoterapi gibi vücut direncini düşüren durumlarda ve kortizon kullanımında yeniden aktifleşerek böbrek, prostat gibi diğer iç organlarda hastalık oluşturur. Böbrek dışında yine üreme ve boşaltım sisteminin diğer organlarında da görülebilen bu hastalık; böbreküstü bezi, mesane, testis, prostat ve iç idrar kanallarında da sorunlara neden olabilir" diye konuştu. "BÖBREK TÜBERKÜLOZUNUN BELİRTİLERİNİ DİKKATE ALIN" İdrar yolları veya böbrek tüberkülozu pek çok değişik bulgu ve belirtiler ile ortaya çıkabildiğine işaret eden Op. Dr. Sökmen, "Hastada özellikle açıklanamayan işeme bozuklukları ve idrar kültüründe kanıtlanmayan enfeksiyon bu hastalığın habercisi olabilir. Sürekli idrar yolu enfeksiyonu olan birinde yapılan idrar kültürleri hep negatif çıkıyorsa ve buna rağmen hastanın şikayetleri kronik olarak devam ediyorsa idrar yolu tüberkülozu akla gelmelidir" ifadelerini kullandı. "ERKEKLERDE 2 KAT FAZLA GÖRÜLÜYOR" Hastalığın erkeklerde kadınlara oranla iki kat daha yaygın görüldüğü ve genellikle 40'lı yaşlarda ortaya çıktığını anlatan Sökmen şöyle devam etti: "Bel ağrısı ve idrarda kanama, böbrek tüberkülozlu hastaların 3'te 1'inde görülen ciddi bir belirtidir. Hastalığı daha da ilerlemiş olan hastalarda; ateş, iştahsızlık, kilo kaybı, gece terlemeleri gibi genel belirtiler de tabloya eklenir. Hastalığın tanısında hastanın öyküsünün alınması ve muayene dışında; sabah alınan idrar örneklerinde bakteri tespiti yapılır, idrarda bakteriyi araştırmaya bağlı kültürlere bakılır ve özel tanı testleri (PCR) yapılır. İlaçlı böbrek filmi, tomografi; hatta gerekliyse idrar yollarına endoskopi (sistoskopi) yapılarak alınan parçaların incelenmesi sonucu tanı konulabilir. Tedavide en önemli adım, erken tanı konulup tedaviye başlanmasıdır. Tedavi sırasında uzun dönem ilaç kullanımının yanında etkilenen bölümün cerrahi olarak çıkartılması ve hasarlı bölgeyi düzeltmeye yönelik tedavilerde düşünülmelidir. Böbrek tüberkülozunda kişiye özel tedavilerin uygulanması önemlidir." - İstanbul
6.3.2018 1 - 32014
|