Sağlık otoriteleri ve basın dünyada günlerdir bu konu üzerinde tartışıyor. Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Seval Taşdemir, ne bir hamilenin, ne bir lohusanın, ne de bir bebeğin vegan veya vejetaryen olmaması gerektiği yönünde görüş bildiriyor. Taşdemir, "Hamilelik, kadınların hayatlarında sadece birkaç kez yaşayabilecekleri en özel zamanlar. Bir kadının ne kendi sağlığını, ne de doğacak bebeğinin sağlığını tehlikeye atmaması gerekir. Tüm vitamin ve mineralleri hem anne, hem de bebek almalı" diyerek uyarıyor. AİLE AMELİYATA İZİN VERMEYİNCE VELAYET HASTANEYE VERİLDİ İtalya'nın Milano kentinde bir yaşındaki bir bebek, vegan ailesi tarafından uygulanan sıkı diyet yüzünden hastaneye kaldırıldı. Doktorlar, bir yaşındaki bebeğin sadece beş kilo olduğunu görünce şoke oldu. Yetersiz beslenen bebeğin kalsiyum seviyesinin ise 'hayatta kalmak için minimum seviye'de olduğu görüldü. Bebekte, beslenme şekliyle bağlantılı olmayan bir kalp rahatsızlığı da bulunduğu belirtilirken, kalsiyum eksikliğinin bu hastalığını da daha kötü hale getirmiş olabileceği belirtildi. Bebeğin kalp ameliyatı olmasına izin vermeyen aile, bebeğin durumdan endişe eden doktorlar tarafından şikayet edildi. Milano mahkemesi, çocuğun velayetini geçici olarak hastaneye verdi. İtalya'da son 18 ayda 4'üncü kez bir çocuk, vegan ailesi tarafından uygulanan beslenme şekli yüzünden hastaneye kaldırıldı. ANNE-BABANIN BUNA HAKKI YOK! Ferti-Jin Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi Klinik Direktörü, Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Seval Taşdemir; "Çocuk büyüyünce, vegan mı olacak, yoksa et mi yiyecek; buna kendisi karar vermeli. Çünkü proteinin kişinin hem fiziksel, hem de zihinsel gelişimi üzerinde çok önemli etkisi olduğu bilinmektedir. Anne-baba bile olsa ailelerin böyle bir şeye hakları olmadığını düşünüyorum. Devletin çocuğun beslenmesini elbette denetlemesi gerekir çünkü çocuk ciddi bir risk altında ve hatta hayati tehlikesi mevcut. Bir çocuğun beslenmesi ve tedavisinin yaptırılması zorunludur. Konuya tıbbi açıdan bakarsak, çocuğa el koymak da çok doğru bir yaklaşım değil; sadece çocuğun beslenmesi değil anne babanın psikolojik desteği de önemli. Çocuğu ailesinden mahrum etmemek gerekir. Benim görüşüm, mutlaka denetimli bir şekilde bu çocukların beslenmesinin sağlanmasıdır. Örneğin; bir hemşire desteği verilerek çocuğun beslenmesi devlet tarafından düzenlenebilir. Kişiler ancak yetişkin olduklarında kendi tarzını belirlemelidir. Çocuk, et yemek istemezse bile aile ona süt veya süt ürünleri vermelidir" diyor. KISIRLIĞA YOL AÇABİLİR! Ferti-Jin Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi Klinik Direktörü, Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Seval Taşdemir, "Bence ne hamile bir kadın, ne de lohusalık dönemindeki bir kadın bu tarz beslenme çeşitlerini benimsememeli. Hamile kalmak istiyorsanız veya hamileyseniz iyi beslenmeniz çok önemlidir. Hamilelik döneminde vücudun ihtiyaç duyduğu besin değerlerine gereksinim artar. Hamile veya emziren lohusa bir kadının hem kendi sağlığı, hem de bebeğinin sağlığı açısından; et, tavuk, balık yemesi, süt veya süt ürünleri tüketmesi, bakliyat, sebze ve meyvesini düzenli olarak yemesi, yani her çeşit besini alması son derece önemlidir. Bunlar, ek gıda takviyesi ile tamamlanamaz, yeterli olmaz. Üstelik vejetaryenliğin sadece fiziksel gelişimi yavaşlatmadığını, kısırlık oranlarını olumsuz etkilediğini kendi hastalarımızdan da, literatür bilgilerimizden de biliyoruz" diyerek anne adaylarını ve yeni anne olmuş kadınları uyardı.
20.7.2016 - 21704
|