Türkiye’de her 12 kadından birinde görülen meme kanserinin, kadınların ölüm nedenleri arasında kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer aldığını söyleyen Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Babek Tabandeh: Düzenli doktor kontrolleri ve kadınların kendi kendilerine yapacakları muayene erken tanı için çok önemli!
Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Babek Tabandeh, kadın sağlığını ciddi şekilde tehdit eden meme kanseri ile ilgili sıkça sorulan soruları yanıtladı:
Meme Kanseri Nedir?
Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre; meme kanseri halen kadınların ölüm nedenleri arasında akciğer kanserinden sonra ikinci sırayı tutmaya devam ediyor. Dünya geneline bakıldığında meme kanseri nedeniyle kadınların hayatını kaybetme oranında bir iyileşme sağlanamamaktadır. Bunun da en önemli nedeni, halen erken evrede hastalığın tanısını koymadaki yetersizlik olarak kabul edilmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde her yıl ortalama 180 bin yeni meme kanseri tanısı konmakta ve her yıl ortalama 44 bin kadın bu hastalık nedeniyle hayatını kaybetmektedir.
Meme kanseri, kadınlardaki tüm kanserlerin yüzde 30’unu oluşturmaktadır. Meme kanserine yakalanma riski, yaşın ilerlemesiyle artmaktadır. 40–55 yaşları arasında olan kadınlarda, meme kanseri tüm kanserler arasında birinci sırayı alırken, 30–35 yaş arası kadınlarda hastalığa yakalanma riski 100 binde 25 olarak bildirilmektedir. Bu risk oranı 45–50 yaş arası kadınlarda 100 binde 200’e kadar yükselmektedir.
Meme Kanserinin Belirtileri Nelerdir?
Memenin kötü huylu veya kanser hastalıkları; memede kitle, cilt veya meme ucunda çekilmeler, meme ucundan kanlı akıntı, deride değişiklikler, koltuk altında şişlik veya meme ağrısı gibi işaretlerle kendini gösterebildiği gibi hiçbir yakınma veya muayene bulgusuna neden olmadan sadece kontrol amaçlı çekilen filmlerde de saptanabilir.
Memede daha önce var olmayan yeni bir kitle veya memede herhangi bir sertlik saptandığında, memenin şekil ve boyutunda değişiklik olduğunda, meme cildinde kabalaşma şişlik portakal kabuğu manzarası oluştuğunda, zamanla geçmeyen kızarıklık ve sıcaklık artışı alanları, adetlerle ilgisiz ağrı alanları, meme ucunda çekilme veya herhangi bir bölgesinde çekilme ve çökme olduğunda, geçmeyen veya sıklıkla tekrarlanan yaraların varlığında ve özellikle tek taraflı ve kanlı akıntılar ortaya çıktığında mutlaka doktora başvurulmalıdır.
Meme Kanseri Erkeklerde de Olabilir mi?
Erkeklerde de meme dokusu var olduğundan meme kanseri oluşabilir ve belirtileri kadınlarınkine benzer. Ancak daha çok kitle ile kendini belli eder, genellikle hormondan bağımsız yani daha kötü türleridir ve meme dokusunun küçük olmasından dolayı daha erken evrede yayılım göstermekte ve daha geç evrede tespit edilmektedir. Bu yüzden de kadınlara göre erkek meme kanseri hastalığı daha ölümcül olabilindiğinden, daha acil ve agresif tedavi gerektiren bir durumdur.
Erken tanıdaki en önemli basamak ise kadınların düzenli ve doğru bir şekilde kendilerini muayene etmeleridir. Kendini muayenede saptanan her anormal bulgu doktor ile danışılmalı, hiç bir şikâyeti olmayan ve muayenede anormal bir durum saptamayan kadınlar bile belli aralıklarla doktor muayenesinden geçmeli ve görüntüleme yöntemleriyle taramadan geçmelidirler.
Ayda bir defa tercihen adet bitiminde ve banyodan sonra cilde pudra, losyon, krem veya herhangi bir kimyasal madde sürülmeden muayene yapılır. Önce bakılarak şişlik, çökme, renk değişikliği ve ciltte kabarıklık ve karakter değişikliği araştırılır. Daha sonra meme ve çevresindeki alanların lenf nodları elle muayene edilir. Kollar rahat pozisyonda ve kaldırılmış olarak memenin yapısı değerlendirilir. Daha sonra ise sırt üstü yatan hastanın memesi tüm kadranlarda parmak uçlarıyla ve doku sıkıştırılmadan kitlenin varlığı açısından muayene edilir.
Hastadaki mevcut belirtilere göre meme ultrasonografisi, mamografi, özel durumlarda meme BT ve meme MRI gibi görüntüleme yöntemleriyle kitle değerlendirilir. Kesin tanının konulması için her zaman biyopsi yani kitlenin hepsi veya bir kısmının açık cerrahi veya sadece biyopsi iğneleriyle çıkarılarak patoloji uzmanları tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir.
Meme Kanserinin Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Meme kanseri günümüzde sistemik bir hastalık kabul edilmektedir. Dolayısıyla tedavisi tüm vücuda yönelik etki edebilen bir sistem tedavisinden oluşmaktadır. Erken evrede tespit edilen ve halen memeyi terk etmemiş meme kanserleri tedaviye en yüz güldürücü yanıtları vermektedirler. Burada ilk basamak tedavisi cerrahidir. Kitlenin büyüklüğü, kitle/meme oranı, kitlenin yerleştiği meme kadranı, kitlelerin sayısı, biyopside saptanan kitlenin hücresel tipi ve birçok diğer değişkene bağlı olarak memenin bir bölümü veya hepsi cerrahi ile alınabilmekte, bu kanserin tam tedavisini sağlayabilmektedir.
Çoğu zaman hastalığın koltuk altındaki lenf bezelerine yayıldığını anlamak cerrahi ve diğer tedavilerin seyrini değiştirmektedir. Bu nedenle çeşitli teknikler kullanılarak kitlenin yayılması halinde hangi koltuk altındaki lenf bezesine yayıldığı biyolojik boyalar veya radyoaktif maddelerle saptanabilmektedir.
Sentinel lenf nodu örneklemesi denilen bu teknikle çıkarılan lenf nodunda kanser hücresi saptanması halinde koltuk altı disseksiyonu uygulanmaktadır, yani tün lenf nodları çıkarılacaktır. Sentinel lenf nodunun temiz olması durumunda ise koltuk altındaki lenf nodlarının çıkarılmasına gerek yoktur.
Bu aşamadan sonra yine kitle ve kişiye ait birçok faktör göz önüne alınarak kanserin sistemik ilaçlarla tedavisi olan kemoterapi, bölgeye verilen radyoaktif ışınlarla tedavisi olan radyoterapi, hormon ve antihormon tedavileri ve bazı immün sistem güçlendirici ve biyolojik tedaviler uygulanmaktadır. Hastalığın bölgesel veya sistemik yaygınlığına göre kemoterapi veya radyoterapi cerrahiden önce verilerek cerrahi ile iyileşme şansını arttırmak mümkündür.
Tedavi Kanserin Hangi Aşamasında Daha İyi Sonuç Verir?
Diğer tüm kanserlerde olduğu gibi meme kanseri de ne kadar erken bir evrede tespit edilirse o kadar iyi sonuç alınır. Kitlenin küçük, çevre organ ve dokulardan uzak ve lenf nodları ile uzak dokularda tutulumu olmayan kanser kitlelerinin tedavi sonuçları genellikle yüz güldürücü olur.
Meme Kanserinde Ameliyat Tedavi Yöntemini Kullanmaya Ne Zaman Karar Verilir?
Meme kanserinde cerrahi günümüzde tedavinin olmazsa olmaz basamağı olmaya devam ediyor. Kanser kitlesi tam ve eksiksiz olarak vücuttan uzaklaşmadığı sürece tedaviden bahsetmek pek doğru olmaz. Dolayısıyla tanı konulduğunda çok geç evre değilse cerrahi ilk tedavi planı olmalıdır. Bazı özel durumlarda kitlenin küçültülmesi, çevre organlara olan yakınlığının veya yapışıklığının azaltılması ve cerrahinin daha pratik olması amacıyla önce kemoterapi ve radyoterapi uygulanarak ve daha sonra cerrahi tedavisine geçilir.
Meme Kanserinin Tedavisinde Hangi Yöntem Daha Güvenilirdir?
Meme kanseri tedavisi de diğer tüm kanserlerin tedavisinde olduğu gibi genel anestezi alarak ameliyat olmayı, hücreleri öldürme yeteneğine sahip kimyasal maddelere maruz kalmayı, ciddi doku hasarı oluşturan radyoaktif ışınlara maruz kalmayı ve vücut dengesini hormonal ve kimyasal olarak bozabilen diğer hormon ve destek tedavilere maruz kalmayı gerektirdiğinden, her zaman beraberinde yan etkiler ve komplikasyonların gelişme riskine sahiptir.
Ancak tedavinin yapılmaması durumunda hayat kaybının kesin olması ve memenin hayati bir organ olmaması nedeniyle cerrahi başta olmak üzere tüm bu teknikler düşük oranlardaki tehlike ve yan etki ile uygulanmakta ve yarar oranı her zaman zararından daha yüksek olmaktadır.
Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi
0216 444 44 84
31.12.2010 - 3991
|