Memorial Etiler Tıp Merkezi KBB Bölümü'nden Op. Dr. Atilla Şengör, sesin şiddeti ve süresinin işitme sorunları açısından büyük önem taşıdığını belirterek, kulaklıkla yüksek sesle müzik dinlenmenin olumsuz etkileri hakkında bilgi verdi.
Ses şiddetini ve dinleme süresini aşıyorsanız işitme kaybı yaşayabilirsiniz.
Yüksek sesle müzik dinlemek amacıyla kulaklık kullanılması, erken yaşlarda işitme kaybı için bir risk faktörü olabilmektedir. Kullanıcıların bu riski en aza indirebilmesi için bazı önlemler alması gerekmektedir. Yapılan araştırmalar, 85 desibel şiddetindeki seslere 8 saatten fazla maruz kalınmasının kulak sağlığına zararlı olduğunu göstermektedir. Bu süreler 88 desibel için 4 saat, 91 desibel için 2 saat ve 100 desibel için 15 dakika şeklinde örneklendirilebilir. Taşınabilir müzik dinleme cihazlarının maksimum ses seviyeleri 120 desibel ses düzeyinin üzerine çıkabilmektedir. Bazı araştırmalarda, kulaklıkla 1 saat süreyle yüksek seviyelerde müzik dinleyen çocuklarda yapılan işitme testlerinde 5-10 desibel geçici işitme kayıpları gözlendiği belirtilmektedir.
Ses şiddeti azaltılmalıdır.
Ses şiddetine bağlı olarak gelişen akustik hasar, tipik olarak iç kulakta "salyangoz " adı verilen bölümdeki işitme hücrelerinde veya sinirlerinde meydana gelir. Buna ek olarak bireylerde bildikleri veya farkında olmadıkları bazı sistemik hastalıkların varlığı, iç kulağı işitme kaybına daha yatkın hale getirebilir. Gençlerin büyük bir çoğunluğu yüksek sesle müzik dinledikten sonra kulakta çınlama, uğultu ve işitmede azalma gibi belirtilerle karşılaşıp, genellikle bunu geçici bir durum olarak görmektedir.
Oysa bu tip belirtiler kalıcı bir hasara işaret ediyor olabilir. Bu durumda ses şiddetini azaltmak veya müzik dinlemeye bir süre ara vermek gerekmektedir. Konuşma sırasında karşıdaki kişiyi anlamakta güçlük çekilmesi ve arka plandaki seslerin duyulmasında zorlanma da yüksek sesle uzun süre müzik dinlenmesi sonucu ortaya çıkabilecek sorunlardır. Bu durumları önlemek için kullanım sırasında cihazın en yüksek ses seviyesinin 80%'i kadar olacak şekilde günde en fazla 90 dakikayı aşmamak uygun olur. Daha uzun sürelerde dinlemek isteniyorsa ses seviyesi 60%'ı geçmemelidir.
Uğultu ve çınlamalar önemsenmiyor.
Yüksek ses nedeniyle gelişen hasara bağlı iç kulak tipi işitme kaybı, yavaş ve sinsi ilerleyen bir durumdur. Uğultu ve çınlama gibi erken belirtiler de kişi tarafından önemsenmeyebilir. Ancak işitme kaybı, kişinin çevre ile iletişimi bozulunca göze çarpabilir ve bu durumda da çok geç kalınmış olabilir.
Kulaklık seçimine dikkat edin.
Cihazın ürettiği sesler kadar, kulaklıkların tipleri de önem taşımaktadır. Hangi kulaklık tipinin daha güvenli olduğu konusu dışarıdan ses alıp almaması ile ilgilidir. Çevredeki gürültü yükseldikçe kullanıcılar cihazlarının sesi yükseltilmektedir. Araştırmalara göre kanal içi kulaklıklar, kulak içi veya kafa üstü kulaklıklardan daha düşük seviyelerde sesle tatmin sağladıklarından daha güvenli olarak kabul edilmektedir. Prensipte dışarıdan en az ses alan kulaklıklar tercih edilmelidir. Kulaklıkların tek taraflı kullanılması da uygun değildir. Alışkanlık gereği tek kulaklık kullanımı ya da kulaklığın diğer tekinin bir başkasına verildiği durumda ses yine yükseltilmekte, bu da işitme için riski artırmaktadır.
Kulakta uğultu, çınlama, işitme kaybı gibi belirtiler ortaya çıktığında vakit kaybetmeden KBB uzmanına başvurulmalıdır.
28.1.2013 - 11924
|