Avrasya Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Özgür Ortak, kalça çıkıklığı ile ilgili bilinmesi gerekenleri anlattı.
|
|
|
|
|
|
Bebeklerde kalça çıkıklığı tedavi edilmediği takdirde kalıcı sakatlığa neden oluyor...
Çocuklarda kalça çıkıklığı (displazi) nedir?
Bebeklerde ya da küçük çocuklarda kalçaların top ve soket ekleminin düzgün şekilde oluşmaması kalça çıkıklığı problemi olarak tanımlanmaktadır. Femur adı verilen uyluk kemiğinin kalçayla birleştiği bölüm top şeklindedir ve kalça kemiğinde oval bir yuvaya oturarak eklem oluşturur. Yapısından kaynaklı bu ekleme top ve soket denir. Kalça çıkıklığı durumunda femur başı yanlış şekilde konumlandığında kalça gelişiminde bozukluklar meydana gelmektedir. Tam olarak neyin sebep olduğu bilinmese de özellikle doğumdan önce makat pozisyonunda olan bebeklerde daha sık görülmektedir. Kız çocuklarında erkek çocuklarına oranla daha yaygındır ve bebekleri hatalı bir şekilde sıkı sıkı sarmak ya da kundaklamak da kalça çıkıklığına neden olabilmektedir.
Kalça çıkıklığı risk faktörleri
Bebeklerde kalça çıkıklığı özellikle yeni doğan muayenelerinde en sık rastlanılan problemlerden biridir. Kalça dispalizisi riskini arttıran faktörlerin başında anne rahmindeki amniyon sıvısının düşük seviyede oluşu, ters doğum gelmektedir.İlk gebelikte rahim tam olarak gevşemediği için bebek üzerinde baskıya neden olabilir ve bu da kalça çıkıklığına yol açabilir. Dolayısıyla ilk hamilelikte kalça dispalizisi görülme oranı daha fazladır. Rahatsızlık doğuştan gelen bir takım sendrom ve hastalıkların da bir parçası olabilir. Diğer risk faktörleri;
Çoğul gebelik durumları,
Bebeğin doğum esnasında makat pozisyonunda gelişi,
Ailede kalça çıkıklığı öyküsünün bulunması,
Bebeğin hatalı şekilde kundaklanması,
İlk gebelikte dünyaya gelen bebekler gibi faktörler kalça çıkıklığı riskini arttırmaktadır.
Bu belirtiler kalça çıkıklığına işaret ediyor
Bebeklerde kalça çıkıklığı probleminde herhangi bir belirti gözlemlenemeyebilir ancak düzenli kontroller ve muayeneler erken tanı için oldukça önemlidir.
İki bacak arasında uzunluk farkının olması,
Bebeklerde yürümede bir aksaklık oluşu,
Kalça ve deri katlanmalarında her iki tarafın farklı oluşu,
Kalça eklemi hareketlerinde bacakları dışa doğru açamama ve buna benzer sınırlılık,
Oturma, yürüme ya da emekleme gibi kaba motor gelişiminde gerilik oluşu,
Kalça ekleminin hareket sırasında tıklama sesi çıkarması gibi belirtiler olabilir.
Tedavi edilmeyen kalça çıkıklığı istenmeyen kalıcı bozukluklara sebep olabilir. Bu durum ilerleyen dönemlerde; topallayarak yürüme, eklemde erken dönemde osteoartrit gelişimi, kalça ağrısı ve eklem hareketlerinde sınırlılık gibi şikayetlere neden olmaktadır.
Erken tanı önemli
Kalça çıkıklığının erkenden teşhis edilebilmesi için doğumda tarama yapılır ve doğumdan sonraki 72 saat içinde bebeğin kalçaları yeni doğan muayenesi çerçevesinde kontrol edilir. Bir sonraki kalça muayenesi bebek 6-8 haftalıkken yapılmaktadır ve diğer taramalar da 1 yaşına gelene kadar düzenli olarak gerçekleştirilir. Tarama yöntemleri arasında en yaygın olarak kullanılanı kalça eklemlerinin fiziksel muayenesidir. Tarama kalça eklemlerinin nazikçe manipüle edilmesini içerir ve bebeğe herhangi bir zarar vermez. İleriki yaşlarda özellikle 3 yaşından büyük çocuklarda ise kalça çıkığını gösteren yana doğru harekette sınırlılık, bacaklarda uzunluk farkı ya da deri katlanmalarında farklılık gibi bulgular gözlemlenmektedir. Bir diğer yöntem ise görüntüleme testleridir. Teşhis için 3 aylıktan küçük bebeklere kalça ultrasonu yapılırken daha büyük çocuklara ise kalça ekleminin grafisi çekilmektedir.
Kalça çıkıklığını tedavi etmek mümkün mü?
Erken tanı konulan vakalarda tedavinin ameliyatsız gerçekleştirilmesi mümkündür. İlk 6 ayda kalça çıkıklığı teşhisi konulan bebeklerde ise özel bir kumaş ateli uygulanır. Bu sayede bebeğin kalçalarının ikisinin de sabit konumda ve normal şekilde gelişmesi amaçlanır. Atelin birkaç hafta boyunca takılı kalması gerekmektedir ve sağlık uzmanları dışında çıkarılması oldukça sakıncalıdır. Eğer tanı 6 aylıktan sonra konulduysa ve söz konusu tedavi yöntemi yetersiz kaldıysa genel anestezi altında eklemin uygun konuma getirilmesi yani redüksiyon işleminin yapılması gerekmektedir. Redüksiyon işlemi femur topunun tekrardan kalça soketine yerleştirilmesi durumunu içerir. Ardından alçı uygulaması yapılır ve alçının işlemden sonra yaklaşık 6 hafta kalması gerekmektedir. İleriki aşamalarda eklemlerdeki iyileşme oranını kontrol edebilmek için genel anestezi altında çeşitli kontroller yapılır. Kalçanın daha stabilize olması adına bu işlemden sonra yaklaşık bir 6 hafta daha eklemin alçıda kalması sağlanır.
30.12.2019 - 42150
|
|