Anadolu Sağlık Ataşehir Tıp Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Meltem Çam, “Düşük nedir, düşük yapan hastanın şikayetleri nelerdir, düşük önlenebilir mi?” gibi düşük konusunda merak edilen soruları yanıtladı.
Düşük, bir bebeğin 20. gebelik haftasından önce kaybıdır. Bu kendiliğinden olabilir ya da tıbbi nedenlerle gebelik düşük ile sonlandırılabilir. Düşüğün şekline göre farklı tanımlamaları olabilir. Gebelik vücuttan tamamen atılırsa tam, gebeliğe ait parçaların bir kısmı vücutta kalırsa kısmi düşükten bahsedilir. Eğer bir gebenin gebeliği devam ediyorsa ve düşüğe ait bulguları (özellikle kanama) varsa buna da düşük tehdidi denir. Bebek canlı değil ve bu henüz düşük ile sonlanmamışsa da gecikmiş düşük olarak adlandırılır.
Düşüğün en sık bulgusu vajinal kanamadır. Bazen kanamalı veya kanamasız kramp şeklinde ağrılar olabilir. Hasta, gebeliğe ait dokuların da vajenden geldiğini görebilir. Gebeliğin erken aylarında mevcut gebelik şikayetlerinde ani bir azalmanın fark edilmesi de bazen düşük işareti olabilir.
Düşük tanısı konduktan sonra tedavi fetusun canlı olup olmamasına göre değişir. Fetus canlı değilse, gebeliğin durumuna göre düşük tam olarak sonlanmışsa hasta sadece takip edilir. Ancak rahmin içinde gebeliğe ait parçalar kalırsa daha sonra oluşabilecek bir kanama veya enfeksiyonun önlenmesi için cerrahi olarak kürtaj yapılması gerekebilir. Eğer bebek canlı ise kanamanın miktarına göre tedavi planlanabilir.
Düşüğün olası nedenine göre hormon takviyesi, rahim ağzına dikiş konulması (serklaj) veya farklı tedaviler hasta ile görüşülerek planlanabilir. Düşük nedeni olmasa bile gebenin istirahati ve cinsel ilişkinin kesilmesi önerilir.
Bazı çalışmalar gebelik öncesi tıbbi yardım alan kadınların gebeliklerinin kendileri ve bebekleri için daha iyi geçtiğini gösteriyor. Gebelik öncesi erken ve uygun bakım, düşük riskini de azaltabilir.
Bu nedenle gebe kalmadan bazı sağlık sorunlarının tespit edilip tedavi edilmesi uygun olacaktır. Gebelik planlandığında X ışınları (röntgen), ilaçlar, alkol, aşırı kafein tüketimi ve bazı enfeksiyonlar gibi çevresel faktörlerden de kaçınılmalıdır.
9.2.2011 1 - 5057
|