Hastaların %90‘ı kadındır. En sık olarak 40-50 yaşlarında, hemen menapoz öncesi ve menapoz döneminde görülürken genç fibromyalji hastaları erken menapoza girebilmekte ve ortalama menapoz yaşı normale oranla 10 yıl erken başlayabilmektedir. Birçok hastada belirtiler yavaş ve beklenmedik bir şekilde ortaya çıkar. Çok yoğun stres, duygusal travmalar, enfeksiyonlar, kazalar sonucu yakınmalar başlayabilir.
Fibromyalji hastalığı primer ve sekonder olarak 2 ana başlıkta sınıflandırılır. Primer fibromyaljide altta yatan başka bir hastalık olmaksızın hastalarda yaygın kas ağrısı ve kaslarda hassas noktarın varlığı söz konusudur. Altta yatan bir başka hastalık varlığında da fibromyalji belirtileri ortaya çıkabilir.
Bu duruma sekonder fibromyalji adı verilir. Bu nedenle fibromyalji tanısı konulmadan önce altta yatan ve aynı belirtilere neden olabilecek diğer hastalıklar da araştırılmalıdır. Fibromyalji sendromunda en sık ve karakteristik yakınmalar; ağrı, yorgunluk hissi ve uyku bozukluğudur. Yaygın ağrı şikayeti hastaların %100’ünde görülen ortak yakınmadır. Hastaların % 90’ında yorgunluk hissi, % 70’inde uyku bozukluğu şikayeti vardır.
Ağrı kronik, yaygın ve simetriktir. En sık omurga boyunca, bel sırt ve boyun bölgelerinde görülür. Omuzlara, kollara, kalça ve bacaklara yayılır. Hastalar ağrı hissini yanıcı, batıcı, oyucu, zonklayıcı olarak farklı şekillerde tanımlarlar. Soğuk ve nemli havalarda, aşırı çalışma ile, menstruasyon öncesinde, anksiyete ve depresif ruh halinin olduğu dönemlerde ağrı artabilir. Yorgunluk hissi hastalar tarafından ‘bitkinim’ ‘hiç enerjim yok‘ ‘her zaman yorgunum’’ elimi kaldıracak halim yok ‘ gibi cümlelerle anlatılır. Genellikle tüm gün süren bir bitkinlik hissi, gündelik işleri yapmada güçlük ve halsizlik söz konusudur.
Uyku düzensizliği fibromyalji sendromunda çok sık görülen bir sorundur. Geceleri sık uyanma, özellikle sabah yorgun kalkma ve uyandıklarında kendilerini dinlenmiş hissedememe yakınmaları tipiktir. Eklem sertliği hissi hastaların çoğunda görülür (%85).
Özellikle sabah tutukluğu olarak başlayan ve 2-3 saat sürebilen bu yakınmalar bazı hastalarda tüm gün devam edebilir. Genelde tüm vücut tutuktur. Hastalar tipik olarak kaslarda ve eklemlerde şişlikten yakınırlar, ancak hekim tarafından bu durum gözlenemez.
Kollarda, bacaklarda, bazen gövdede uyuşma, karıncalanma, iğneler batma şeklinde tanımlanan parestezi adı verilen yakınmalar hastaların %80’inde görülür. Fibromyalji ile ilişkili olan ve bu hastalıkla beraber görülebilen beraber görülebilen sorunlar spastik kolon, gerilim tipi başağrısı, ağrılı menstruasyon, idrar yolu enfeksiyonu olmaksızın sık idrara çıkma ve idrar yapma sırasında ağrı, soğuğa tahammülsüzlük, soğuk havalarda ellerde ve ayaklarda beyazlaşma, ağız kuruluğudur.
Fibromyalji hastalarının %70’inde, kendilerinin ifade ettiği bir anksiyete (endişe, kaygı) durumu ve yaklaşık %30’unda depresyon görülür. Depresyondan sonra fibromyalji geliştiğini gösteren çalışmalar yanında, kronik ağrının depresyona yol açtığını gösterenler de vardır. Ağrı eşiği depresyonla düşmekte ve depresyon hastanın kas iskelet ağrılarına öncülük edebilmektedir. Gençlik çağlarında geçirilen fiziksel, emosyonel travmalar, cinsel taciz, terkedilme gibi olaylar bazı kişilerde silinemez izlere yol açabilmekte ve bunlar fibromyalji gibi kronik ağrılı sendromlara zemin hazırlayabilmektedir.
Hastalığın tanısı hekim tarafından fizik muayene yapılması, vücutta belirlenmiş 18 hassas noktadan en az 11 tanesinin ağrılı olması ile konulur. Hastaların fizik muayenesinde eklemler, kas gücü, refleksler, duyu testleri tamamen normaldir. Yapılan kan ve idrar testleri tamamen normaldir. Hastaların yakınmalarını ifade ettikleri eklemlere çekilen filmler ve diğer radyolojik incelemeler de tamamen normaldir.
Önemli olan nokta fibromyaljiyi andıran ağrılara yol açan diğer hastalıkların tetkikler yardımıyla ekarte edilmesidir.
Tedavide süreç hakkında hastayı bilgilendirmek son derece önemlidir. Fibromyalji, hayatı tehdit etmeyen kronik bir ağrı sendromudur. Sinirsel bir hastalık değil, değişik nedenleri olan bir yumuşak doku romatizmasıdır. Hasta eğitimi, ilaç tedavileri, egzersiz, davranış eğitimi ve gevşeme teknikleri tedavinin ana basamaklarıdır.
Amerikan Hastanesi
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı
Dr. Nazan Canbulat
24.7.2010 - 1636
|