Dünya Sağlık Örgütü’nün 2010 Verem Raporu’na göre; dünyada 9.4 milyon kişinin tüberküloz (verem) hastalığına yakalanacağı ve bu hastalardan 1.3 milyon kişinin öleceği ön görülüyor. 2-8 Ocak Veremle Savaş Haftası nedeniyle Anadolu Sağlık Merkezi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Kemal Tahaoğlu, tüberküloz görülme sıklığının orta düzey olduğu Türkiye’de her yıl yaklaşık 20 bin yeni verem hastasının ortaya çıktığını belirterek hastalık ve tedavisiyle ilgili önemli bilgiler verdi.
Dünyada tüberküloz görülme sıklığı yüz binde 139 olarak belirtiliyor. Bu oran yüksek görülme sıklığı olarak tanımlanırken bir salgın olarak nitelendirilmiyor. Gelişmiş ülkelere baktığımızda tüberküloz görülme sıklığının yüz binde 10’un altına düştüğünü yani düşük görülme sıklığı kategorisinde yer aldığını görüyoruz. Ülkemiz de 2009 yılında kayıtlı 17402 yeni tüberküloz hastası vardır. Türkiye’de tüberküloz görülme sıklığı orta düzeyde olup, yüz binde 24’dür. Bu bakımdan ülkemiz tüberkülozun orta düzeyde görülme sıklığı olan ülkeler arasındadır.
Tüberkülozdan korunmanın en önemli yolunun hastalığın kaynağını kurutmak olduğunun altını çizen Anadolu Sağlık Merkezi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Kemal Tahaoğlu,“Hastalık solunum yolu ile bulaşıyor. Tüberkülozlu bir hasta konuştuğunda, güldüğünde ve öksürük gibi solunum hareketleriyle tüberküloz basillerini havaya yayıyor. Bir tüberküloz hastası öksürdüğünde 1-3 mikron çapında 3-10 adet tüberküloz mikrobu içeren 3500 enfeksiyöz parçacığı havaya yayıyor.
Bu mikroplar uzun süre havada asılı olarak kalıyor. Bir kaç tüberküloz mikrobunun sağlıklı bireyler tarafından solunmasından sonra hastalığın başlayabileceğini düşünürsek, hastalığın ne kadar kolay bulaştığını kavrayabiliyoruz ” dedi.
Dr. Kemal Tahaoğlu, sözlerine şöyle devam etti; ‘‘Üç haftadan uzun süren öksürük, tüberküloz hastalığını akla getirmelidir. Halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, ateş, terleme, balgamla karışık kan tükürmek hastalığın diğer belirtileri olabilir. Uygun ve doğru tedaviler ile tüberküloz hastalığını tam olarak tedavi etmek mümkün. Ancak ilaçların gözetim altında 6 ay süre ile uygulanması gerekiyor. Eğer ilaçlar düzensiz kullanılırsa çok tehlikeli olan, “Çok İlaca Dirençli Tüberküloz” ortaya çıkıyor. Bu nedenle artık ülkemizde de tüberküloz ilaçları bir sağlık çalışanı tarafından gözetim altında hastalara veriliyor. Bu sistem Doğrudan Gözetim Altında Tedavi stratejisi olarak isimlendiriliyor’’ dedi.
Uygun olmayan tüberküloz tedavilerinin neden olduğu “Çok İlaca Dirençli Tüberküloz’’ tedavisinin oldukça zor olduğunun altını çizen Dr. Kemal Tahaoğlu, Dünya Sağlık Örgütü’nün 2010 Verem Raporu’na göre 440 bin civarında ‘Çok İlaca Dirençli’ tüberküloz hastası bekleniyor ve bu hastaların 150 bininin yani 1/3’nün hayatını kaybedeceği tahmin ediliyor” diyerek doğru tedavinin önemini vurguladı.
Çocukluk çağında tüberkülozdan ölümleri engellemenin en iyi yolu; Aşı
Doğru tedavinin hem hastaları kurtardığı hem de hastalığın yayılmasının önüne geçtiğini ifade eden Anadolu Sağlık Merkezi Anadolu Sağlık Merkezi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Kemal Tahaoğlu, ‘‘Tüberkülozdan korunmanın yolu tüberkülozlu hastaların tam ve eksiksiz tedavisinden geçiyor.
Bu durum tüberkülozu birçok başka enfeksiyon hastalığından farklı kılıyor. Diğer yandan bebeklerde tüberkülozden ölümün önüne geçmek için tüberküloz aşısının önemi çok büyük. Mutlaka yaptırılmasını tavsiye ediyoruz’’ dedi.
Son olarak dünyada tüberküloz konusunda çok önemli gelişmeler olduğunu, özellikle dirençli tüberkülozun saptanmasında yeni moleküler biyolojik yöntemler geliştiğini belirten Dr. Kemal Tahaoğlu, tüberküloz ilaçları için önceden birkaç ayda yapılabilen duyarlılık testlerinin, bu yöntemler ile birkaç saat içinde yapıldığını söyledi.
9.1.2011 2 - 4030
|