Günümüzde astım ve alerjik hastalıklar, özellikle gelişmiş toplumlarda artış gösteriyor. Daha ilkel toplumlar enfeksiyonlarla savaşıp alerjinin neredeyse adını bile bilmezken, “steril” büyüyen insanlar, daha çok alerjiye yakalanıyor. Sadece aşırı hijyen değil, zamanla beslenme alışkanlıklarımızın değişmesi, doğal gıdalardan uzaklaşıp katkı maddesi içeren yiyecekler yememiz, alerjenlere daha çok maruz kalmamız da sebep olmaktadır.
Uzun süreli, hatta hayat boyu sürebilen bir rahatsızlık olan astım, uygun tedavi ve düzenli muayeneler ile kontrol altına alınabilmekte ve tamamen normal bir yaşantı sürmek mümkün olabilmektedir. Memorial Ataşehir Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. İlkay Keskinel 4 Mayıs Dünya Astım Günü’nde astım hastalığını tetikleyen faktörler ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Bu belirtilere dikkat!
Nefes darlığı
Hırıltılı/hışıltılı solunum
Islık sesi şeklinde solunum
Hava açlığı
Öksürük (özellikle gece ya da sabaha karşı)
Koyu kıvamlı, yapışkan, genellikle az miktarda balgam
Astım bulaşmaz
Astım, havayollarının mikrobik olmayan iltihabi bir hastalığıdır. Astımlı hastaların havayolları normale göre daha duyarlı olup tetikleyici faktörlerle geri dönüşlü olarak daralmaktadır. Astım, genetik faktörlerin altta yattığı, çevresel faktörlerle tetiklenebilmektedir. Bir enfeksiyon hastalığı olmadığından bir kişiden diğerine bulaşması asla söz konusu değildir.
Astım gelişimi için risk faktörleri
Kalıtsal yatkınlık (ailede astım hastalığı olması)
Bazı meslekler (marangozluk, doğramacılık, mobilyacılık, fırıncılık, kuaförlük, sağlık personeli, veterinerlik, kümes hayvanı yetiştiriciliği, lehimcilik, kaynakçılık, dökümcülük, çiftçilik, plastik/kauçuk/kimya/ilaç endüstrileri, çay/tütün üretimi, demiryolu işçiliği, itfaiyecilik, kuru temizleyicilik, temizlik işinde çalışma)
Bebeklikte alerji yapan maddelere yoğun maruziyet
Özellikle ilk 2 yaşta ağır solunum yolu hastalıklar
Gebelikte annenin sigara içmesi (bebek için risk faktörü)
Ebeveynlerin sigara içmesi
Anne karnındayken bebeğin yetersiz beslenmesi ve düşük tartılı doğması
Şikayetiniz olmasa da kontrolü bırakmayın
Önemli olan, astımlı hastanın şikayeti olmadığı dönemde dahi kontrolü bırakmaması ve hekiminin gerekli gördüğü ilaçları kullanmaya devam etmesidir; çünkü belirtiler olmadığı zamanlarda bile astımlı hastaların havayollarındaki iltihabi olay, varlığını sürdürmektedir. Erken evrede dönemsel olan astım şikayetleri, eğer düzenli ve yeterli tedavi alınmazsa süreklilik kazanabilmekte, havayollarında kalıcı değişiklikler meydana gelmektedir. Bu aşamada astımın tedavisi zorlaşmakta ve hasta daha çok ilaç kullanmak zorunda kalmaktadır.
Kullanılan spreyler bağımlılık yaratmaz
Sprey ya da kuru toz şeklinde ilaçların uygulanması, bağımlılık yapması söz konusu değildir. Bu konudaki yaygın inanışının tam tersine, tüm ilaç uygulama şekilleri arasında en zararsızıdır denebilir. Ağızdan (tablet ya da kapsül) ve enjeksiyon şeklinde (damardan ya da kas içine) ilaç uygulandığında, verilen doz kana karışır, tüm vücuda yayılır. Oysa sprey/kuru toz uygulayıcıları kullanıldığında, sistemik uygulamaya göre çok daha küçük miktarda ilaç (mikrogram düzeyinde) verilmektedir. Bunun sebebi; ilacın hedef bölgeye vücutta dolaşmadan, doğrudan ulaşmasıdır. Bu yolla ilaç verilmesinin bağımlılık yapması söz konusu değildir. Astım tedavisinde kullanılan ilaçların akciğerleri “kurutması” mümkün değildir. Uzun araştırmalar sonucu geliştirilmiş olan bu ilaçları hekiminiz, her ilacı olduğu gibi, olası yarar ve zararını göz önünde bulundurarak vermektedir.
Astımın asıl tedavisi alerji aşılarıdır
Alerji aşıları, ancak belli bir yaş grubundaki ve az sayıda alerjene karşı alerjisi olan hastalarda uygulanır. Bu kararı ancak bir alerji uzmanı vermelidir. Ne yazık ki, günümüzde pek çok astım hastası, aşıyı astımlarını ortadan kaldıracak bir kurtarıcı olarak görmektedir. Aşı sadece belli bir alerjene karşı kişinin duyarlılığını ortadan kaldırabilir. Oysa her astım, alerjik olmadığı gibi; alerjik astımlarda da sadece aşı tedavisi asla yeterli olamaz. Her durumda öncelikle kişinin astımı tedavi edilmelidir. Çünkü aslında geri dönüşlü belirtileri olan astım hastalığı uygun şekilde tedavi edilmediğinde akciğerlerde kalıcı hasar bırakabilmektedir.
Astımlı hasta spor yapabilir
Doğru tedavi edilen ve iyi takip edilen astım, kişinin hayatını etkilemez. Astımlı hasta, doktorunun önerisi doğrultusunda spor yapabilir. Yalnızca, bazı hastalarda spor öncesi nefes açıcı ilaç kullanımı gerekli olabilir. Bunun yanında, spordan ziyade; örneğin çok tozlu bir spor salonu ya da aşırı su buharı ile dolu kapalı bir havuz hastanın şikayetlerini başlatabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Hamilelikte doktor kontrolünde ilaçlar kullanılabilir
Astımlı hastaların yaklaşık üçte birinde gebelik sırasında astım belirtileri hafifler, üçte birinde değişmez, üçte birinde ise kötüleşir. Daha önce de belirtildiği gibi, sprey şeklindeki ilaçların neredeyse hiç yan etkisi yoktur. Bu nedenle gebelikte doktor önerisi doğrultusunda güvenle kullanılabilirler. Bebeğe asıl zarar verecek olan hekimin kontrolü altında verilecek olan ilaçlar değil, annenin astıma bağlı tedavi edilmemiş sorunlarıdır. Bu nedenle, astımlı hastaların gebelik boyunca hekim kontrolünde olmaları gerekmektedir.
2.5.2012 1 - 10804
|