Bu istek kimi zaman, hamilelik sürecinin yaklaşık 19. gününde gelişmeye başlayan kalbin bir takım sorunlar yaşaması ile güzel bir şekilde sonuçlanmayabilir. Ancak artık anne karnında bile kalp hakkında yeterli bilgi alabilmek ve tedavilerini gerçekleştirmek günümüzde mümkün olabilmektedir. Memorial Ataşehir Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü’nden Doç. Dr. Azmi Özler, anne karnında kalbin yolculuğu hakkında bilgi verdi.
Bebeğinizin Bir Kalp Rahatsızlığı Varsa
Hamileliğin 19. günüde gelişmeye başlayan kalp hakkında 16. haftadan itibaren “fetal ekokardiyografi” denilen ultrason aleti ile yapılan taramalarla bilgi alınabilmektedir. Özellikle 22. haftadan itibaren kalp hastalıkları konusunda, genelde doğrudan, bazen de dolaylı olarak (örneğin ense kalınlığına bakarak) bilgi edinmek mümkündür. Anne karnındaki bebekte kalp rahatsızlığı fetal eko (ultrasonografi) aleti yardımıyla saptanabilmektedir.
Görüntüler 16. Haftadan itibaren netleşmekte ise de en iyi 22.haftalarda kesin tanı konulabilmektedir. Yapılan fetal eko tetkikiyle her türlü kalp hastalığı saptanabilir. Karıncıklar arası delik(VSD), kalp kapak darlıkları, kulakçıklar arasında geniş delik(ASD), kalpten çıkan ana damarların yer değiştirmesi (TGA),birçok kalp bozukluğunu içeren(TOF) gibi, birçok kalp hastalığının tanısı konulabilir. Yapılan çeşitli çalışmalar ve araştırmalarda, fetal eko tetkikinin anne ve bebeğe zararlı bir etkisi saptanmamıştır.
Her Anne Adayı Fetal Eko Yaptırmalı mı?
Fetal ekonun hamile olan tüm kişilere yapılması uygundur; fakat bu pratik olarak pek mümkün olmamaktadır. Yalnız kendisinde veya ailesinde kalp rahatsızlığı bulunanlar, şeker hastalığı ya da lupus hastalığı olanlar, viral enfeksiyonlar(Kızamıkçık gibi) geçirenler, aşırı alkol veya kokain kullananlar, radyasyona maruz kalmış anne adayların kesinlikle fetal echo yaptırmaları gerekmektedir.
Anne karnındaki bebekte fetal ECHO tetkiki ile saptanan kulakçıklar arasındaki delik (PFO) ve aort ile akciğerlere kan götüren damar arasındaki açık olan damar (Ductus Arteriozus) normal oluşumlar olup, bunların varlığı ile kalp anne karnında normal işlevini yapabilmektedir. Bu iki oluşum bebek doğduktan bir müddet sonra değişik mekanizmalarla kapanarak işlevlerini tamamlarlar.
Anne karnında açık olan kulakçıklar arasındaki delik(pfo) ve aort damarı ile akciğer damarı(pulmoner arter) arasındaki damar(ductus arterıozus)gibi oluşumlar, doğumdan sonra farklı mekanizmalarla belirli sürelerde kapanırlar. Kapanmadığı durumlarda, seçilmiş olgularda, kardiyologlar tarafından çeşitli aygıtlar kullanılarak ameliyatsız yöntemle, olmazsa cerrahi olarak kapatılma işlemi gerçekleştirilir. Bu iki oluşum dışında kalpte saptanan bütün bozukluklar patolojik olarak değerlendirilmelidir.
Genetik geçişin yanında annenin geçirdiği bazı hastalıklar kalp hastalığına neden olabilir.
Anne karnında ve çocuklukta, kişinin kalp hastalıklarından korunması kişinin kendi elinde değildir. Bu dönemdeki hastalıkların daha çok genetik geçiş ve dış etkenlerden kaynaklanan kalp hastalıkları olduğunu gözlemlemekteyiz.
Anne karnında oluşabilecek kalp rahatsızlıkları genetik geçişli olabileceği gibi, anneye bağlı şeker ve lupus hastalığına, aşırı alkol ve sigara kullanımına, annenin kullandığı bazı ilaçlara, gebelik döneminde korunmasız röntgen ışınlarına maruz kalınmasına, annenin geçirdiği bazı enfeksiyonlara (özellikle kızamıkçık gibi viral enfeksiyonlar) bağlı olabilir.
Anne karnında saptanan bazı kalp bozuklukları, anne karnında yapılacak girişimlerle düzeltilebilinir, bazı kalp problemler içinse doğumdan sonra düzeltilmek amacıyla önlem alınabilinir. Anne karnında kalp hastalığı tanısı konulan bebeklerde eğer basit kalp problemleri mevcut ise bunlar doğumdan sonra giderilebilinir. Kalp kapak darlıkları veya ritm bozuklukları gibi kalp problemleri anne karnında yapılacak girişimlerle çözümlenebilir.
Kalp damarlarının farklı yerlerden çıkması(TGA), mor çocuk hastalığı(TOF,Triküspid atrezisi) gibi sorunlarda ise bebek doğar doğmaz girişim gerekebileceği için kadın doğum uzmanı, pediatrik kardiyolog ve pediatrik kalp cerrahisi kontrolünde doğumdan sonra değerlendirilerek, ilaç veya girişimsel tedavi kararı alınabilir. İleri düzeyde çözümlenemeyecek ya da anne ve bebeğin yaşamını tehdit edecek olgularda , gebelik sonlandırılabilinir.
Günümüz koşullarında gelişen tanı ve teknolojik destekle yenidoğanlar başarılı bir şekilde ameliyat edilebilmektedir. Bazı olgularda pediatrik kardiyologlar tarafından yapılan girişimlerle ameliyatsız yöntemlerle kalp problemi giderilebilmekte veya ameliyata kadar geçen sürede bebeğe yardımcı olunmaktadır. Kalp hastalığının türüne bağlı olarak tedavi gören çocukların büyük bir çoğunluğu operasyon sonucu normal yaşamlarına devam edebilirler.
21.2.2011 - 5419
|