Acıbadem Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Acıbadem Maslak Hastanesi Deri Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Emel Erkek deri lekelenmelerine karşı uygulanan en son yöntem olan "lazer tedavisi " hakkında bilgi verdi.
Leke tedavisinde yeni geliştirilmiş bir teknik olan lazerde, özel dalga boyunda ışınlar kullanılarak pigment içeren hücrelerin harap edilmesi, deriye renk veren melanin pigmentinin yıkılması veya derinin en üst tabakasının soyulması ile lekeler yok ediliyor.
Lazer sistemleriyle yapılan uygulamalarda etraftaki normal deriye zarar vermeden lekelerin tedavisi mümkün oluyor. Lazer hem yüzeysel, hem de derin lekelerin tedavisinde başarı ile kullanılıyor. Lazerle leke tedavisi en sık yüze yapılmakla birlikte boyun, el üstleri ve diğer vücut bölgelerine de uygulanabiliyor.
Deri lekelenmeleri ilerleyen yaş ve güneş ışınlarının yanı sıra hormonal, genetik faktörler, ilaç ve kozmetik kullanımının yanı sıra metabolik hastalıklar sebebiyle de oluşabiliyor. Lekelenme doğumsal olabileceği gibi, sonradan da edinilebiliyor.
Derinin en üst tabakası veya deri altı tabaka ile ilişkili olabilen lekelenme, mekanizma olarak melanin pigmentinin artışına veya melanin-dışı pigment birikimine bağlı olarak ortaya çıkabiliyor. Daha çok koyu tenli kişilerde görülen deri lekelenmesi yüz, boyun V’si ve el üstleri gibi kronik olarak güneşe maruz kalan deri bölgelerinde belirgin oluyor.
Çoğu zaman kozmetik problemden ibaret olan deri lekelerinin bazıları kansere dönüşüm olasılığını barındırıyor. Güneş ışınlarının yalnızca lekelenme oluşumunda değil, varolan leke bölgelerinin kararmasında ve leke üzerinde kanser oluşumunda da önemli rolü bulunuyor.
Leke tedavisinde en temel prensip güneşten korunmadır. Bu sağlandıktan sonra lekelenmenin tipine göre uygun tedavi seçenekleri gözden geçirilebiliyor. Genel olarak lekelenme ne kadar yüzeyselse ve ne kadar yeni ise, tedaviye yanıtı o derece olumlu oluyor.
Doç. Dr. Emel Erkek
18.1.2011 - 4266
|